Hızın her zaman için hayatta önemli olduğu söylenir ama bu önemli ne ifade ettiği pek açıklanmaz. Aslında hayatın her alanı bir koşu yarışı gibidir. Ama bu koşu yarışını bitiş çizgisi olan bir koşu yarışı olarak düşünmeyin. Her vardığınız noktada veya hedefte bir puana ulaştığınız bir koşu yarışı gibi düşünün. Bir sürü insan koşar, koşar, koşar, bir hedefe ulaşır. Sonra da diğer hedefe koşmaya başlar hayatta. Tabii pek çok insan bunun farkına bile varmaz. Çünkü pek çok insan hedeflerini koyup da onlara doğru istikrarla ilerleyemez. Ancak bunu kurumlar veya ülkeler bazında düşündüğünüzde gerçekleşen olayı tam olarak böyledir aslında.
Örneğin ülkeyi sana eleştirmek bir hedeftir. Ondan sonra uzaya çıkmak bir hedef olur. Sonra uzayda yerleşmek bir hedef olur. Böyle böyle gider. İnsanlar içinse bunu şöyle düşünebilirsiniz. İyi bir işe girmek, o işte tutunmak, o işten kazanç elde edip yükselmek, o kazançları iyi bir yatırıma dönüştürmek, iyi yatırıma dönüştürülen birikimlerle daha büyük işler yapmak gibi düşünebilirsiniz. Ama burada önemli olan nokta aslında herhangi bir hedefe ilk varankışı olmaktır. Çünkü bu bir yarıştır. Mesela uzaya ilk çıkan siz olun. Ya da ne bileyim en iyi işe giren ilk kişi siz olun. Daha o yerler kapılmadan önce siz kapın ki bu sizi diğer insanlardan öne alsın.
Yani hem de size daha az rekabetin olduğu bir alana soksun. Çünkü herkesin olduğu veya herkesin bulunduğu bir seviyede o bulunursanız rekabet çok fazla olacaktır. Ama başka insanlardan öne geçip onların ulaşamadığı noktalara ulaşırsanız, rekabetin de bu alanda azaldığını göreceksiniz ve daha rahat bir şekilde daha geniş bir alanda çalışmalarınızı sürdürebilirsiniz. Bu yüzden aslında ilk varankazanır. İlk ulaşan kazanır hedefe, önde olan kazanır. Hayat bir yarış olduğu için ve yarıştan ziyade daha az insanın olduğu bir alanda bulunduğunuz için bize daha çok alan kalır.
Yorumlar
Her zaman geçerli olmayabilir ama genel olarak evet
Hayat bir nevi yarış gibidir
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız