Bir insanı hayatta belirleyen, gideceği yolu söyleyen en önemli şeylerden birisi hiç şüphesiz ki onun çevresidir. Evet, bir insan ne kadar zeki olursa olsun, ne kadar akıllı olursa olsun, ya da ne kadar güçlü olursa olsun, burada çevre denilen şeyin ölemi ortaya çıkmaktadır. Çevre, yani ailemizden başlayan, yaşadığımız yerle devam eden sosyal yapım. İstediğiniz kadar zeki olun, eğer aileniz kültürel olarak zekice olmayan bir şeyi takip ediyorsa muhtemelen siz de o yönde gideceksiniz.
Çünkü doğuştan bunu alıyor olacaksınız. İstediğiniz kadar akıllı olun. Eğer yaşadığınız yer yüksek bir kültüre veya derin bir vizyona sahip değilse, siz de yaşadığınız yer kadar sıvı olacaksınızdır. Ne yazık ki, dehanın bir adresi olmaması ama bağnazlığın ve cehaletin bir adresinin olması, çok zeki insanların bile geleceklerinde cahil kalmalarına sebep olabiliyor. Tabi ki zeka dediğimiz faktör, bir bireyi diğerlerinden ayırabilecektir. Ama zihin yapısının oluşumu, hayata olan bakış açısının oluşumu, kafa yapısının oluşumu, yani bir insanın ileride kim olacağının inşası, onun çevresi tarafından yapılır.
Ve bunu çevresi isteyerek yapmaz. Birey çevresinden aldığı kadarını kendisine inşa etmek için kullanır. Çünkü bir birey ne kadar zeki veya farklı olursa olsun, olmayan bir şeyden başka bir şey var edemez. Çevresinde olanlardan kendini var edecektir. Tabi istisnaları vardır bunun elbette. Bazı bireyler, nadir de olsa, farklı vizyon veya kültür kaynaklarına ulaşıp kendilerini yaşadıkları çevreden farklı bir noktaya sürükleyebiliyorlar. Ama bu zor bir ihtimaldir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız