Bir insanın kendini keşfetmesi ya da kendi yetenekli olduğu alanı keşfetmesi ve bir nevi bu şekilde belki de kendi yaratılış amacını keşfetmesi zamanın başından beri insanlığın kendine sorduğu en ciddi sorulardan bir tanesidir. Çünkü niye var olduğunu, ne konuda yetenekli olduğunu veya kim olduğunu bulamayıp ömürlerini çürüten, yitip giden o kadar çok insan oldu ki tarih boyunca, belki çok büyük şeyler yapacak insanlar sırf kim olduklarını bulamadıkları için tarihin sayfalarından silindirer. Belki çok iyi şeylere sebep olabilecek insanlar kendilerini bulamadılar.

Veyahut da kendilerini bulduğunu zanneden insanlar gerçekte niçin var olduklarını bile bulamadılar. İşte bu sebepten dolayı insan dönüp baktığında ve niye var olduğunu sorguladığında karşısına çıkacak olan yegane ve en önemli cevaplardan bir tanesi aslında kendi yeteneğinin ne olduğunu keşfetmesine dayalı olarak başlar. Bir insan kendi yeteneğini keşfedebildiği kadar, kim olduğunu bulabildiği kadar hayatta önemli yerlere gelebilir, kendisini geliştirebilir, hayatını daha güzel hale getirebilir. Ve aslında bir insanın kendi yeteneğini bulmasıyla kendi yaratılış amacını bulması arasında son derece mantıklı bir bağ da vardır.

Bir düşünsenize, yetenekli olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz herhangi bir konuda? Bunun aslında basit denebilecek bir yolu var. O da, yaptığınız herhangi bir konuda eğer o konuda keyif alıyor ve yaparken yorulmuyorsanız, yorgunluk hissetmiyorsanız, işte o sizin belki de yetenekli olduğunuz ve kendinizi bulmanızı sağlayacak olan esas işle ilgilidir. Esas yeteneğiniz bu olabilir.