Dansçıların her biri kendi dansını sürdürse de grup saat yönünde dönen bir çember şeklinde hareket ediyor. Kızılderililerde çemberin özel bir anlamı var; hem "birliği", hem de ‘’yaşam döngüsü’’ nü temsil ediyor. Erkeklerin yaptığı bir dans "Düz Güney Dansı". Dansçıların pantolon ve gömlekleri pamuk ya da geyik derisinden; boyunlarına da bele kadar, bazen de dize kadar İnen kemik kolyeler takıyorlar. Başlıkları ise yelpazeyi andırıyor.
"Son Kızılderili de yok olduğunda ve kabilemin anısı beyaz adam için yalnızca bir efsane olarak kaldığında, bu kıyılar halkımın görünmeyen ölüleriyle dolu olacak ve sizin çocuklarınızın çocukları, kırda, çarşıda, dükkânda ya da yolu olmayan ormanların sessizliğinde kendilerini yalnız hissettikleri zaman, aslında yalnız olmayacaklar... Geceleri, şehirlerinizin ya da kasabalarınızın sokakları sessizken ve siz onların terk edilmiş olduğunu düşünürken, aslında o sokaklar, bir zamanlar oralarda yaşamış olan ve hâlâ çok sevdikleri bu güzel topraklara geri dönen eski sahipleriyle dolu olacak. Beyaz adam hiçbir zaman yalnız olmayacak."
"Büyük geniş ovaların, güzel tepelerin, kıvrılarak akan ırmakların 'vahşi' olduğunu düşünmüyorduk biz. Yalnızca beyaz adama göre doğa 'vahşiydi' ve yalnızca ona göre toprak, 'vahşi' hayvanlarla 'vahşi' insanlar tarafından istila edilmişti. Bizim için doğa vahşi değildi. Toprak cömertti, etrafımız Yüce Gizem'in bize verdiği nimetlerle doluydu. Bizim için doğa, ancak doğudan kıllı adamlar gelip de gaddarca bir coşkuyla bize ve sevdiğimiz insanlara onca haksızlığı yaptığında 'vahşi' oldu. Ormandaki bütün hayvanlar onun yayılmasından kaçmaya başladığında-işte ancak o zaman bizim için Yahşi Batı başladı."
Yorumlar
çok ilginç
Çok farklı bir kültür
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız