Bazı insanlar uzundur, bazı insanlar kısa. Bazı insanlar sarışındır, bazıları esmerdir. Bazı insanlar güçlüdür, bazıları değildir. Anlatmaya çalıştığım şey uzun lafın kısası, her insanın birbirinden farklı olduğu ve hiçbirinin bir diğeriyle eşit olmadığıdır. Ancak, burada her insan için olan bir kavram vardır. O da mücadele ve hırstır. İnsanların birbirine eşit yaratılmaması, onların eşit kabiliyetlere ve yeteneklere de sahip olmadığı anlamına gelir. 

Bu durumda, yapmak istediğiniz bir şeyi belki de sizden çok daha iyi yapan ve buna doğuştan yeteneği olan insanlar olacaktır. Ancak, burada herkesin yapabileceği ve herkesin geçerli olan bir durum vardır. Bu durum, sizin belki de yetenekli olan insanları tam olarak yakalayamasanız da, kendinize has bir yol çizmenizi sağlar. O da mücadele ve hırstır. Hayatın insanlara sunduğu birlikte tek adil taraf, hemen hemen herkesin, hatta her insanın, sakat da olsa, sağlıklı da olsa, güçlü de olsa, güçsüz de olsa, belli konularda mücadele edebilme potansiyelinin olmasıdır. 

Ve bu mücadele potansiyelini kullanabilen her insan, hayatta kendini belli noktalara getirebilir. Sanırım hayatın insanlara sunduğu tek adalet budur. Geri kalan tüm kavramlara baktığımız zaman ne eşitlikten ne de adaletten söz edebiliriz. Mücadele ve hırs sadece her insanın içinde vardır. Onu ortaya çıkarıp kullanmak sizin elinizdedir. Kalan yeteneklerin veyahut da vaziyetlerin peşinden koşmak anlamsızdır. Çünkü yok onlar işte sizde. Başkalarının da olduğu kadarı yok. Ya da çok paranız o anda sizde yoksa yoktur. Ama mücadele etmek her an sizin elinizde olan bir potansiyelinizdir.