Yüzyıllardır, mum ışığında ince perdenin gerisinden küçük çocukları eğlendiren, hicivleriyle yetişkinleri düşündüren "gölge kahraman" Karagöz ve Hacivat, bugün hoş bir nostalji olarak anılarda yaşıyor. Son birkaç gölge ustası ise onları umutsuzca yaşatmaya çalışıyor
Birkaç edebiyat ve etnografı araştırmacısının yanıtını hâlâ aradığı bir soru bu... Antik Yunan ve Roma uygarlıklarında gölge oyununun izlerine rastlanmıyor. Oysa eski Yunanlıların ve Romalılar'ın çeşitli nedenlerle kuklalar yaptıkları biliniyor. Örneğin tarihçiler, Platon döneminde zengin Yunan ailelerinin bazı evlerde toplanıp kukla oynattıkları yazıyorlar. Ancak, bu kukla gösterileri "gölge oyunu"na dönüşmüş değil...
Bu sanatın gerçek izlerine ise ilk kez, iddia edildiği gibi Çin'de değil, Hindistan'da rastlanıyor, Ünlü araştırmacı Pischel, "Mahabbarata" öykülerinde "gölge oyunu"nun adının geçtiğine işaret ediyor. Ona göre, "Mahabbarata" öykülerinde adı geçen "Rupopayivana" gösterisi, hayvan derisinden yapılmış bazı figürlerin ince ve saydam bir kumaş perdenin arkasında oynatılmasından ibaretti... Hint gölge oyunlarının kahramanları ise çoğu zaman racalar ve prenslerdi.
Hint kültürünün IV. yüzyıldan itibaren girmeye başladığı Java Adası'nda ise "Wayang" adı altında yeni bir gölge oyunu sentezine rastlanıyor. Javahlar, gölge oyunu ile kukla oyunlarını harmanlıyorlar. 11. yüzyılda yetişen ünlü şair Aryuna Wivaha, eserlerinde bu oyunlardan biraz da sitemle söz ediyor.
Yorumlar
Çok farklı bir ortam
Ne köklü bir geçmişi varmış
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız