Günümüzde veya her zaman için insanların farkında olmadığı şeylerden birisi de aslında kendi hiç dünyalarında yaşadıklarıdır. İnsanlar o an yaşadıkları duyguyla hareket ederler genellikle ya da dürtül hareket ederler ama bunun nereden geldiği nasıl oluştuğu konusunda veya bunun tam olarak ne oldu ve nelere sebep olabileceği konusunda büyük bir farkındalık eksikliğine sahiptirler. Bu farkındalık konusunda var olan büyük eksiklik sinir bozucu olmakla birlikte insanların pek çok hata yapmasına, pek çok kurulu düzeni bozmasına ve sonunda hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmeden ne sebep olur.

Çünkü bir insanları hislerine göre hareket ettiği için genellikle suçlayamazsınız. Ya da suçlayabilirsiniz. Mesela birisi öfkelenip başka birisini öldürürse onu suçlu ilan ederiz ama genellikle hislerle yapılan davranışların suçu günahı olmaz. Örneğin bir arkadaş bir başka bir arkadaşa ihanet ettiğinde bunun hapis cezası var mı? Yok ya da iki çift arasında ihanet yaşandığında bunun hapis cezası var mı? O da yok. 

Yani bir ceza yok burada da çünkü hisse göre yapılmıştır. Anlık hislere göre yapılmıştır veya o zamana kadar yavaş yavaş geleceğin hislere göre yapılmıştır. Ama hiçbir insan veya insanların çoğu kendini ihanete sürükleyen hissiyata nasıl ulaştıkları konusunda veya o hissiyatın ne olduğu konusunda bilgisaybı olamazlar. Sadece o an için ihanet ederler, yalan söylerler. Bunun kaynağını bilebilmezler. İşte bu hata yapmaya sebep olur. Çünkü kaynak konusunda farkındalık sahibi olduğunuzdaydı da hissiyat başlamadan engellenek bilirdi. Ama dediğim gibi insanların yaşadıklarının farkında bile değildir. Bu yüzden hata üstüne hata yapıyorlar.