Bugün insanların kurulu medeniyete baktığımız zaman, bu medeniyetin insanların daha özgür yaşamasını veyahut da daha iyi şartlarda yaşamasını öngören ve bunun için çabalayan bir yol olduğunu söyleyen bir sürü uzman, yetkin kişi veyahut da toplumun önde gelen isimlerini bulabiliriz. Peki gerçekten de medeniyet sizi özgürleştirdi mi yoksa sizi sadece belirli bir alanda özgür olabileceğiniz bir kısıtlı özgürlüğe mi tabi tuttu? Bir düşünsenize, medeniyet olmadan önce, devletler kurulmadan önce insanlar doğada daha özgür değil miydi? İstediği yere yerleşip evini kurabilirdi. İstediği zaman çalışıp istediği zaman çalışmayabilirdi.

Yani avlanmaktan kastediyorum burada. İstediği zaman istediğini yapabilir, istediği saatte yatıp istediği saatte kalkabilir ve bunun gibi bir sürü şey. Okula gitmek zorunda değil, sınavlara girmek zorunda değil, hiçbirini yapmak zorunda değildi. Ancak bugün içinde olduğunuz medeniyette sınavlara girmek zorundasınız. Belli bir saatte kalkıp işe gidip çalışmak zorundasınız. Evinize ekmek getirmek zorundasınız. İstediğiniz yere evinizi inşa edip yaşayamazsınız. Evinizi alabilmek için para ödemek zorundasınız. Para kazanabilmek için köle gibi çalışmak zorundasınız. Aslında medeniyet sizleri özgürleştirmedi. Aksine sizleri sınırlı ufak bir alanda bir canlı haline getirdi.

Bunu tıpkı hayvanat bahçesi içinde kendi alanında yaşayan hayvanlar gibi düşünün. Hayvanat bahçesinde her bir hayvan kendi çitlerin içinde olduğu alanda özgürdür. Ama o çitlerden dışarı çıkamaz. İşte medeniyet bugün insanların hayvanat bahçesidir. Bu sistem bugün insanlığın hayvanat bahçesidir. Ve bu ne yazık ki gereklidir. Çünkü çok fazla sayıda olan insanları rahat bırakacak kadar bol kaynaklı ve muhteşem bir dünyada gezegende yaşamıyoruz. Ne yazık ki bu medeniyet çok sayıda insanın uyum içinde sağa sola sataşmadan düzgün bir şekilde hayatta kalıp yaşayabilmesi için var olmak zorunda.