Burada da romantizmden kastedeceğimiz şey, filmlerde ya da dizilerde gördüğümüz bir kadınla bir erkek arasındaki romantizmden ziyade insan ilişkilerinin tozpembe yaşanabildiği, o filmlerde gördüğümüz sahtelerin yaşanmasıyla birlikte bir kadınla erkeğin ya da zenginle fakirin ya da güçlüyle güçsüzün veya bunun gibi ayrımların daha az olduğu veya olsa bile toplum tarafından hissedilmediği veya yansıtılmadığı ve insanların birbiriyle daha tozpembe bir şekilde yaşayabildikleri bir düzen.
Burada da romantizmden kastedeceğimiz şey bu olacak. Peki, bu düzenin oluşmasının yolu nedir? Ne yazık ki, bu düzende sadece yüksek refah seviyesiyle ulaşılabilecek bir şeydir. Yüksek refah seviyesi ve bunun toplum yönelini ayırmış olması, sınıfsal farklılıkların, güçlü ve güçsüz arasındaki veya zengin ve fakir arasındaki ayrımın insanlar tarafından daha az hissedilmesine ve körelmesine sebep olacaktır.
Ancak yüksek refah seviyesi tarihte ulaşılması her zaman mümkün olmayan bir seviyedir ve genellikle romantikleşmiş ya da idealleşmiş toplumlar gerek iş gücünden gerekse ziyaretinden yoksun kalacakları için bir süre sonra o yüksek refah seviyesini de kaybedeceklerdir. Bu sebepten dolayı romantik bir toplum aslında asla ilerleyemeyecek bir hayal gibidir. Eşitlik, sınıfsal ayrımın gözetilmemesi, insanların birbirine ayrı gözlerle bakmaması veya sınıfsal çatışmaların olmadığı bir toplum genellikle o yüksek refah seviyesinin yaşanabildiği çok kısa bir periyodda olacaktır. Sonrasında her şey yine eski eline dönecektir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız