Ne kadar güçsüz olursak olalım, veya içinde bulunduğumuz ortama göre, ne kadar kendimizi aşağıda görürsek görelim, veyahut da gerçekten ne kadar aşağıda olursak olalım, her insanın aradığı ve arzu ettiği bir şey vardır. O da saygı görmektir. Ve şöyle de bir gerçek vardır. Aslında bu sadece gerçeklerden birisidir. O da, bizim saygıyı hak etmemiz için gerekli olan tek şeyin, saygılı bir insan olmamız gerçeğidir. Yani aslında bir insanın saygıyı hak etmesi için çok çok başarılı olması, çok büyük işler yapması veyahut da çok güçlü olması gerekmez.
Saygıyı hak etmek için bir numaralı kural önce sizin saygılı olmanızdır. Buradan da şu sonuç çıkıyor. Saygı, güçle veyahut da farklı üstünlük unsurlarıyla kazanılabilecek bir şeyden ziyade, ilk önce sizin başka insanlara duyduğunuz saygıyla başlar. Kendinizden düşünün, karşınızda güçlü, başarılı ve çok zeki bir insan olsun. Ancak bu insanın size karşı olan tavırları, hal ve hareketleri saygısızca olsun.
Siz bu insanın sahip olduğu bütün güce ve akla rağmen, o insana içten bir saygı besler miydiniz? Tabii ki de beslemezsiniz. Belki zorunluluktan saygılı davranırdınız. Belki zorunluluktan saygılı yaklaşmak zorunda kalırdınız. Ama içten bir saygı beslemezdiniz. Yani bu gerçek bir saygı olmazdı. Suni bir saygı olurdu? Oysaki önemli olan şey, insanların gerçek saygısını yakalamaktır. Ve bunun için de bir numaralı kural, önce sizin karşınızdaki insana saygılı olmanızdır.
Yorumlar
Önce biz saygılı olmalıyız
bu kadar keskin çizgiler yok bence hayatta
Karakter ve duruş ve irade ve ve ve diye gider bence
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız