Bir insan, yaptığı işte yükselebildiği veya uzmanlaşabildiği gibi ya da yaptığı bir meslekte uzmanlaşıp yükselebildiği gibi sosyal statü içinde de yükselebilir. Tabii sosyal statü içinde yükselmekten kastettiğim şey, bir rütbe ya da statü sahibi veya bir mevki sahibi olmak değildir. Benim buradaki sosyal statüden kastettiğim şey, insanların birbiriyle iletişim halinde oldukları, sosyal ortamlar içerisinde yaşadıkları yükselme halidir. Yani burada yapılan bir iş, bir meslek veya toplumun işine yarayan herhangi bir durum söz konusu değildir. Sadece insanların birbiriyle konuştukları, zaman geçirip eğlendikleri bir ortam içerisinde bir insanın yükselişi söz konusudur. Peki bu yükseliş nasıl olacaktır?

Yani ortada bir uzmanlığın, bir mesleğin veya bir faydanın olmadığı bir ortamda, sadece insanların birbiriyle sohbet ettiği, birbiriyle konuştuğu, iletişim halinde olduğu, sosyalleştiği bir ortamda yükselme nasıl söz konusu olabilir? İşte burada insan ihtiyaçlarına veya isteklerine hitap edilemediği bir ortamda, insanların ortak arzlarına hitap edebilenler yükseleceklerdir. Ve burada karşımıza güzel, yakışıklı ya da karizmatik insanlar çıkmaktadır. Güzelliğin, yakışıklılığın veya karizmanın hiçbir şekilde topluma faydası yoktur. Başkalarına faydası yoktur. Sadece bu unsurlara sahip olan bireylere faydası vardır.

Ancak sosyal osanlar içerisinde zaten bu tarz bir fayda aranmadığı için, haz ön plana çıkar. Ve bireylere en çok haz verebilenler sosyal statü içerisinde en yüksek yerleri almaya başlarlar. Çünkü burada insanı yükselten şey ne kadar işe yarar bir birey olduğu değil, ne kadar çok insan tarafından tanındığı, popülerliği ve arzulandığıdır. Yani haz konusudur. İşte sosyal statü içerisinde, yani bu yazıda sözünü ettiğim sosyal statü içerisinde insanlar popülerlikleriyle ve hazlı olan dokunuşlarıyla yükselirler. Sonuç olarak kimseye ve hiçbir şeye bir faydaları olmaz.