Merhaba Friendz10 takipçileri. Toplumsal gelişimlerin bireysel gelişimler sonucu gerçekleştiği inancım doğrultusunda bugün sizler için, bireysel gelişimi ile topluma ve Türk Tiyatrosuna önemli katkıları olan Tiyatro sahneleri ve televizyondan yakından tanıdığımız, değerli hoca’m, ünlü oyuncu Cantuğ Turay ile bir sohbet gerçekleştirdik. İşte değerli hoca’m Cantuğ Turay’ın kendisi gibi özel söyleşisi.

Oktay Gürsoy : Sayın hoca’m öncelikle beni kırmayıp bu söyleşi isteğimi gerçekleştirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Cantuğ Turay ismini duyunca benim aklıma “ Başarı ve Çalışkanlık” geliyor. Sizi uzun yıllardır takip ediyorum. Birçok oyununuzu Tiyatro sahnesinde izlemek şansım oldu. Açıkcası içerisinde olduğunuz projeleri izlemekten herkes gibi bende büyük keyif alıyorum. Eğitim hayatınız ve Tiyatro oyunculuğuna başlamaya nasıl karar verdiğiniz ile başlamak istiyorum. Cantuğ Turay nasıl karar verdi Tiyatro oyuncusu olmaya?

Cantuğ Turay :Çok teşekkür ederim bu güzel düşünceleriniz için. Oyuncu olmaya lise yıllarımda karar verdim diyebilirim.O yıllarda okulun tiyatro topluluğundaki seçmelere katılmıştım.Seçmelerde başarı sağlayınca lise hayatım boyunca birçok oyunda sahne alma şansım oldu.Sonrasında da bu mesleği yapmaya karar verdim diyebilİrim.

O.G : Hocam günümüzde ünlü bir oyuncu olmanızın yanısıra bir eğitimci kimliğinizinde olduğunu biliyorum. Benim oğlumda bir Tiyatro oyuncu adayı ve onun hayallerinin peşinden koşmasını sağladığınız gibi birçok gencimizinde hayallerine ulaşmasına verdiğiniz değer ve eğitimlerle sebep oluyorsunuz. Bu anlamda kurucusu olduğunuz Ritüel Sanat Merkezi bu amaca hizmet eden çok güzel ve özel bir kurum. Bizlere biraz Ritüel Sanat Merkezi’nden bahsedermisiniz?

C.T : Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümü mezunuyum. Konservatuvardan mezun olduktan sonra hayalim kendi tiyatromu açmak ve öğrendiklerimi mesleğe başlamak isteyen arkadaşlarıma aktarmaktı.Bu şekilde bir adım attım ve Ritüel sanat merkezini kurdum. Öğrencilerimle birlikte çalışmalarıma devam ediyorum.

O.G : Tiyatro’nun toplumların gelişimi üzerindeki etkilerinin oldukça fazla olduğu bir gerçek. Bizler izleyiciler olarak sizleri sahnede 1-2 saat keyif ile izliyoruz. Ancak tahmin ettiğim üzere bu 1-2 saatlik oyunlar için günlerce hatta haftalarca hazırlıklar yapıyorsunuz. Tüm bunlarıda biraz önce bahsettiğim toplumsal gelişim adına yaptığınızdan şüphem yok. Değerli hoca’m bizlere bu süreçden biraz bahsedermisiniz? Bir tiyatro oyununun izleyicilere ulaşana kadar ki aşamaları ve zorlukları nelerdir?

C.T : Öncelikle doğru metni seçmekle işe başlıyoruz ve yüzlerce metin inceliyoruz. Daha sonra belirlediğimiz metin için doğru cast ı belirlemek için oyuncu seçmesi yapıyoruz. Bu süreç oldukça uzun bir zaman demek. Daha sonra cast ı da tamamladıktan sonra provalara başlıyoruz ve bu da yaklaşık 3 aylık bir çalışma takvimi demek. Daha sonra seyircimizle buluşuyoruz.

O.G: Oyunculuğunuz ile bugüne kadar birçok karaktere hayat verdiniz hoca’m. Bunların arasında hiç unutamadığınız ve tekrar oynamak istediğiniz bir karakter ve oyun varmı? Bizim ile paylaşırmısınız?

C.T : Aslına bakarsanız oynadığım her rol benim için ayrı bir değer ve güzel bir hatıra demek. Bu nedenle bariz bir ayrım yapamam. İmkan olsa hepsini tekrar tekrar oynamak isterim.

O.G : Sayın hoca’m birçok gencin ve izleyicinin rol modelisiniz şüphesiz. İnsanlar sizi sahnede ve televizyonda büyük bir heyecan ve merak ile takip ediyorlar. Diyelimki akşam oyununuz var. Bize o gününüzü anlatabilirmisiniz? Cantuğ Turay oyun gününü nasıl yaşar?

C.T : Oyunculuğumun yanında sizinde daha önce bahsettiğiniz eğitmen kimliğimde olduğu için genellikle öğrencilerimle yine derslere giriyorum. Çoğu zaman oyun saatine kadar ders yaptığım olmuştur.

O.G : Hoca’m Tiyatro oyunculuğu oldukça özel ve bence zor da bir meslek. Günümüzde televizyon dizileri, sinema filmleri gençlerimizin gözlerini kamaştırmakta ve o büyülü dünyaya girme hayalleri kurdurmakta. İşin göründüğü gibi kolay olmadığını tahmin ediyorum. Bu anlamda oyuncu olmak isteyen gençlerimize ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

C.T :Dediğiniz gibi her meslekte olduğu gibi mizim mesleğimizde oldukça zor ve emek isteyen bir meslek. Arkadaşlarımıza bol bol okumalarını ve kendilerini geliştirmeleri için eğitim almalarını tavsiye ederim.

O.G : Değerli hoca’m dediğim gibi sizi hem Tiyatro sahnelerinde hemde televizyon dizilerinde keyif ile izliyoruz. Merak ettiğim Tiyatro ile televizyon arasında ki farklar hoca’m. Elbette iki alanda sizler için oldukça keyiflidir. Bizlere profesyonel bir oyuncu gözü ile aralarındaki benzerlikler ve farklardan bahsedermisiniz biraz. Tiyatro oyunculuğumu daha keyifli ve zor yoksa dizi oyunculuğumu?

C.T : Aslına bakarsanız ikisininde kendi içinde zorlukları var.Biri diğerinden daha kolay ya da zor diyemem.Tabiİ ki bu noktada tiyatro sahnesi er meydanıdır. Hatayı affetmez. Seyirciyle dip dibesinizdir. En iyi performansınızı yansıtmak zorundasınız. Dizide tekrar şansınız ve düzeltme şansınız vardır. Tiyatroda perde denildiği anda artık geri dönüşü yoktur.Belki tiyatroyu bu noktada televizyondan biraz ayırabilirim zorluk noktasında.

O.G : Hoca’m tekrar Ritüel Sanat Merkezi’ne dönmek istiyorum. Son derece huzurlu ve keyifli bir mekan gerçekten. Bende fırsat buldukça gelip oyunlarınızı izlemeye çalışıyorum. Oyuncu ve izleyicilerin birarada olduğu, oyunları tabiri caizce beraber oynadıkları çok samimi bir kurum. Böylesine özel bir kurumu topluma kazandırdığınız için gerçekten çok teşekkür ederiz tüm izleyiciler ile birlikte size. Asla durmayacağınızı ve hep daha iyisini hedeflediğinizi biliyorum. Bizlere bu anlamda Ritüel Sanat Merkezinin gelecek hayallerinden, vizyonundan da bahsedebilirmisiniz?

C.T : Ritüel Sanat Merkezi 2006 yılında kapılarını açtı. Bu yıl 15.yılımızı kutlayacağız. İnşallah öğrencilerimizle birlikte uzun yıllar sanat adına üretmeye yeni şeyler denemeye devam ederiz. Herkesin sanatla buluşması,sanat eğitimi alması en büyük hayalim.

O.G : Hocam şu an televizyon ekranlarında “Acemi Anneler” dizisin

O.G : Hocam tüm profesyonelliğiniz ve amatör ruhunuz ile Türk Tiyatrosu ve oyunculuğundaki yerinizin yanısıra çok iyi bir aile babası olduğunuzuda biliyorum. Birazda özel hayatınızdan ailenizden bahsedermisiniz bizlere?

C.T : Ailem olmazsa olmazım.Herşey bir yana ailem bir yana. Huzurlu bir aile hayatına sahip bir insan bana göre dünyanın en şanslı ve zengin insanı. 3 yaşında bir kızım var eve geldiğimde ne kadar yorgun olursam olayım onunla geçirdiğim zamanı dünyalara değişmem.

O.G : Hocam son olarak şunu sormak istiyorum. Kendinizi üç kelime ile ifade etmenizi istesem. Sizi tanımlayan üç kelime nedir sizce? Ve Friendz10 takipçi ve izleyicileri için ne söylemek istersiniz?

C.T : Üç kelime ile kendimi ifade edecek olsam, Meraklı, düzenli ve yeniliklere açık diyebilirim. Böylesine keyifli bir sohbet için ben de size çok teşekkür ederim.Takipçilerinizede selam ve saygılarımı iletiyorum.

Değerli hocam ikinci kitabım Peripetie’de Türk tiyatrosunun 1. Dünya savaşından günümüze kadar olan gelişimini okuyuculara aktarmaya çalıştım bir polisiye kurgu ile. Kitabımın içerisinde ve son bölümünde sizden de bahsettim. Bunu tüm kalbimle ve isteyerek gerçekleştirdim. Çünkü insanlara ne söylersek söyleyelim unuturlar. Ancak nasıl hissettirdiğimizi asla unutmazlar. Siz gerek oyuncu kişiliğiniz gerekse eğitimci kişiliğiniz ile bana, oğluma ve aileme o kadar güzel duygular hissettirdiniz ve hissettirmeye devam ediyorsunuz ki bu anlamda size ne kadar teşekkür etsem azdır diye düşünüyorum. Öncelikle bu güzel söyleşi için friendz10 takipçileri adına, sonrasında tüm Tiyatro izleyicileri adına ve tabii ki b