Sonuç kazanmak olduğunda kısa vadeli ya da uzun vadeli hedeflerin insanlar için pek de bir önemi olmaz. Hatta bireyler genellikle kısa vadede kazanmayı tercih ederler ki hemen kazanıp hemen hayatlarına yaşayabilsinler, hemen zenginliğe ve güce ulaşabilsinler. Ancak gerçek zenginlik ya da gerçek güç kavramı kısa vadeli hedeflerle ulaşılabilecek bir şey değildir. Çünkü gelişim denilen şeyin doğası uzun vadelidir. Ve güç denilen kavramın en önemli temel taşlarından birisi ise gelişimdir.

Kısa vadede ulaşılan herhangi bir zenginlik ya da güç bu sebepten dolayı herhangi bir gerçeklik barındırmayacaktır. Durumu şöyle düşünün. Dünyada iki tane devleti kıyaslayalım. Bugün Amerika ile Çin'i kıyaslayalım. Amerika Birleşik Devletleri, bugünkü gücüne erişmek için kurulduğu günden beri, yani 300 yıl kadar bir süredir çalışıyor. Hemen hemen 300 yıl kadardır var olan bir devlet. Kurulduğu günden beri bu güce ulaşma çabasında.

Çin ise son 40-50 yıldır şu anki gücüne ulaşmak için çabaladı ve kısa vadeli diyebileceğimiz politikalarla, başka ülkelerin politikalarını taklit ederek, inşaat sektörü gibi sektörlerde hızlı ve kolay kazanca ulaşarak bir ekonomik büyüklük elde etti. Peki, taklitçi mi daha güçlüdür yoksa taklit edilen mi daha güçlüdür? Bunu bir düşünmek lazım. Kısa vadeli Çin mi, uzun vadeli Amerika mı? Hangisi daha güçlüdür? Bunun cevabı Amerika olacaktır. Gerçek güç Amerika'dadır.