Avrupa basınında, Abdülhamid’i yeren sayısız karikatüre de rastlanır. Avrupa'da yaşayan Jön Türklerin de, Abdülhamid'in diktatörlüğünü vurgulamak için, karikatür kullandıkları bilinir. Övgülere gelince... Osmanlı topraklarında yayımlanan bütün kitap ve gazetelerin Sultan'a övgülerle dolu olması şarttı. Sansürün etkisi karşısında, ayrıca Saray'dan alınacak ödeneği kaybetmemek için, böyle davranmak kaçınılmaz oluyordu.
Her yıl bayramlarda ve Sultan'ın tahta çıkış yıldönümlerinde, gazetelerin birinci sayfaları hatta birkaç sayfası, Abdülhamid'e övgü dolu yazı ve şiirleriyle çıkardı. Yerlilerinin Türkçe bilmediği Trablusgarb vilayetinde yayımlanan resmi gazete bile Türk memurların şiirleriyle doluydu. 1900 yılında, Sultan'ın tahta çıkışının 25. yıldönümü dolayısıyla, tam bir sayfayı dolduran özel ekten bir örnek aktaralım.
“Vilayet Ticaret Mahkemesi Reisi Mesud Efendi” imzalı bir şiirin mısraları şöyledir:
“Şairane safha-i âfâkı tezyin eyleriz
Gamı halkı vasfı hakan ile şirin eyleriz
Amme-i Osmaniyanla bâ kemal iftihar
Her sene bugünde hep icrayı ayin eyleriz
Şükrü mümkün vasfı mahsur olsa nezdi akılda
Günde bin Şehnameyi imla ve tedvin eyleriz.”
Meclisi Mebusan'ın kapatılması, Midhat Paşa'nın sürülmesi ve 1877 -78 OsmanlıRus Harbi'ndeki yenilgiden sonra, Abdülhamid'in politikalarını savunması için, Ahmed Midhat'a yazdırttığı “Üssü İnkılâb” kitabında, Sultan'ın özgürlükçü davranışlarına bol övgü vardır. Zamanla, “hürriyetçilik” yakıştırmasının kalktığı; bunun yerini “dinin koruyucusu” sıfatının ön plana çıkarıldığı dikkatlerden kaçmaz.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız