Vlad Tepes'in Osmanlı Devleti'ne tehdit olmaya başladığı 1460'lı yıllara doğru sadece Eflat'tan değil, Avrupa'nın genelinden Osmanlı Devleti'ne karşı giderek büyüyen bir tehlike oluşmaya başlamıştı. Bu tehlikenin sebebi, Osmanlı Devleti'nin İstanbul'u fethetmeyi başarmasından dolayı Avrupa'da Osmanlı Devleti'ne karşı oluşan ortak bir korkuydu. Bu ortak korku ve bu korkunun verdiği büyük hareketlilik ile Papa, Osmanlı Devleti'ne karşı pek çok propaganda ve sefer çağrısı yapmıştı. Bu çağrılardan en çok etkilenen devletlerden birisi ise Osmanlı Devleti'nin sınırında bulunan Bosna Krallığı olmuştu.

Fatih Sultan Mehmet, elindeki istihbarat gücü sayesinde Avrupa'da yaşanan ve Osmanlı Devleti'ne karşı gelişen bu süreci son derece detaylı ve dikkatli bir şekilde izleyebilmiştir. Bu gidişata müdahale etmek amacıyla harekete geçmek istemişse de tam bu esnada eflakta başlayan olaylar Osmanlı Devleti'nin kendisine karşı oluşan bu yapıya karşı harekete geçmesini engellemiştir. İlerleyen zamanlarda Osmanlı elçileri Bosna'ya gidip birikmiş araçlarını istemişlerdir. Ancak Bosna Kralı hazinesini Osmanlı elçilerine gösterip bu hazineyi Osmanlı elçilerine vermemişlerdir. Çünkü Bosna Kralı olabilecek herhangi bir savaşa karşı Osmanlı Devleti'ne karşı bu hazinenin kendisinde kalması gerektiğini açık açık elçilere söylemiştir. Bu açık bir şekilde bir savaş ilanıydı.