İskender'in çağını aşan olağanüstü serüveni, yalnızca yaşadığı dönemdeki insanları değil, bugün bizleri bile şaşırtıp heyecanlandırıyor. Doğu ve batı uygarlıkları, onun hayatı boyunca süren, ölümünden sonra da ilahi bir şekle bürünen saygınlığını kendilerine mal etmek için yüzyıllardır birbiriyle rekabet etmişti. Büyük İskender'in ünü, fetihlerle sonuçlanan hayalleri, tüm dünyaya yayılmış; yaşamı, savaşları ve öncelikle de kişiliği efsane ve mitlere konu olmuştu.
"Büyük İskender Efsanesi", yalnızca fethettiği ülkelerdeki toplumlar arasında değil; hikâyesinin ulaştığı bütün ülkelerde farklı dil ve lehçelerde konuşulup anlatılmıştı. Bugün biraz araştırıldığında; Rumca, Latince, Arapça, yerel Suriye dilleri, İbranice, Ermenice, Etiyopya dilleri, Farsça, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve hatta İskandinav dillerinde; yani Avrupa. Asya ve Afrika kıtalarının çeşitli dillerinde, Makedonyalı Büyük İskender'in efsanevi hayatı romanlarda, şiirlerde kutsal bir peygamber gibi anlatıldı...
Onun çeşitli din ve inanışlarda yer etmiş karmaşık ve kozmopolit insan profili; fethettiği ülkelerde yaşayan yerli halka göstermiş olduğu kabul edilen hoşgörülü davranışları, ismi üzerinde odaklaşan mistisizmin başlıca ilham kaynağı oldu. Çeşitli zamanlarda yaşayan tarihçiler, İskender'in tüm yerel dinlerde saygı gösteren bir kişi olduğu konusunda birleşiyor. Öyle ki, İskender'in Perslere ve dinlerine karşı gösterdiği hoşgörü, Makedonyalı silah arkadaşlarını bile kızdıracak katlar fazlaydı!
İskender'in Persepolis'te Perslerin kutsal kitaplarını yok etmesi ise, onun genel hoşgörüsüne aykırı bir davranışı olarak kabul ediliyor. Buna karşılık, özellikle de Araplar, İskender'i "Zülkarneyn" olarak niteleyerek büyük hayranlık duymuşlar, hatta İskender'in "tanrısal" niteliklerinin Hindistan'a kadar yayılmasına neden olmuşlardı. Büyük İskender, Hindistan'da, tanrı olarak nitelenen ilk ve son Avrupalı kraldı...
Yorumlar
Büyük denmeyi hak ediyor
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız