Osmanlı ordusunun Boğdan'da yenilmesi hiç beklenmeyen bir sonuçtu. Ancak bu sonuç yine de yaşanmıştı. Osmanlı ordusu gibi İstanbul almayı başarmış bir ordu, Boğdan'da yenilmişti. Bu olayın diğer bir yansıması da, 3. Vlad'ın Macaristan'daki yeteneklerden kurtulup, Eflak'ın başına geçmesiyle sayesinde yaşanmıştı. Çünkü Boğdan denilen Osmanlı ordusunun, Eflak'ı uzatacak bir gücü kalmamıştı. Vlad, Eflak'ın başına geçmiş ve Eflak sınırlarını genişletmişti. Ama çok geçmeden, 1476 yılında Osmanlı akıncıları tarafından yakalanıp öldürülmüştü.

Böylece, Vlad'ın yarattığı vahşetti artık bir son bulmuştu. Bulat Tepeş ve onun yarattığı kargaşanın başladığı esas salih olan 1460'lı yıllara doğru, sadece iflakta değil, Osmanlı Devleti'ne karşı Avrupa'da farklı yönlerden pek çok hareketlilik de yaşanmıştı. İstanbul'un fethedilmesinin yarattığı büyük korku, Osmanlı Devleti'ne karşı Avrupa'da ortak bir motivasyon oluşturmuştu. Vatikan'ın lideri Papa ise bu motivasyonu kullanarak Avrupa içinde Osmanlı Devleti'ne karşı pek çok propaganda yapmış ve bu propagandadan en çok etkilenen devletlerin başında Bosna Krallığı gelmişti. Bu sebepten dolayı Bosna Osmanlı sınırında bir devlet olarak aslında Osmanlı Devleti'ne karşı gelerek büyüyen bir tehdit unsuru haline gelmeye başlamıştı.