Osmanlı ordusu seferine başladığında ilk önce Bosna tarafına doğru gitmektense, bugün Avusturya ile Slovakya sınırında bulunan bölgelere yönelmeyi tercih etti. Buraya kadar hiçbir direnişle, savaşla veya tuzakla karşılaşmayan Osmanlı ordusu buradan çark ederek Bosna tarafına döndü ve Bosna işlerine kadar ilerlemeye başladı. Bosna kralı ise bu durumdan haberdar olunca derhal son derece iyi bir konumda olan bir dağ kalesine kaçtı.
Bu kalenin kendi içinde yeterli kadar erzığı da vardı ve Osmanlı ordusu için bile aslında ulaşılması veya alınması zor bir kale gibi görünüyordu. Ancak işler planlandığı gibi olmadı tabi. Çünkü Osmanlı ordusunun kaleyi üç gün topa tutmasından sonra kale komutanının teslim olmasıyla birlikte kale düşüvermişti. Yani belki de çok uzun bir süre dayanabilecek potansiyeli olan bir kale komutanının teslim olmasıyla birlikte Osmanlı ordusunun eline geçmişti. Burada ki halka, Trabzon'a ne yapıldıysa aslında aynısı yapıldı. Kalede bulunan zengin kesim İstanbul'a götürüldü. Orta kesimin orduya alınırken alt kesime olan insanlar ise ne işlerine, ne güzerine, ne de mallarına dokunuldu. Onlar ise orada bırakıldı. Bosna Kralı ise kale alınmadan kaleden kaçmayı başarmıştı.
Yorumlar
Kale beklenenden çabuk düştü
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız