Fatih Sultan Mehmet için Ak Koyunlular artık ciddi bir düşmandı. Fatih Sultan Mehmet ordusunu Ak Koyunlu topraklarına götürürken Ak Koyunlular da kendi ordularını hazırlamıştı. İki devlette Türk devleti olmasına rağmen Osmanlı ordusu Ak Koyunlu ordusuna göre daha teknolojik bir orduydu. Osmanlı ordusunda muharebe sahasında kullanılmak üzere geliştirilmiş ve Osmanlı devleti açısından ilk kez muharebe sahasında denenecek olan toplar yaptırılmış ve getirilmişti. Bununla birlikte Yeniçeriler o dönemin özel kuvvetleri gibiydi ve bu tarz bir askeri kol Osmanlı devletinde vardı sadece.

Uzun Hasan'ın ordusu ise daha çok orta Asya Türk geleneklerine yakın, daha süvari ağırlıklı bir orduydu. İki ordu birbirinden farklı yapıdaydı ve bu iki farklı yapı birbiriyle karşılaşmak üzere birbirlerine yaklaşıyordu. Osmanlı ordusu daha avantajlı gözükse de aslında ortada olan bir gerçek var ki o da Akkoyunlu ordusunun Osmanlı ordusunu pusuya düşürmek için gizlice onu takip etmesiydi. Akkoyunlu ordusu yavaş yavaş Osmanlı ordusuna her an yaklaşsa da tam hamleyi yapamadan fark edildiler. Ve Akkoyunlu ordusunun fark edildiği coğrafya arasından bir nehir geçen bir vadiydi ve süvarilerin kullanımını veya süvari hücumlarını son derece zorlaştıran bir arazi yapısına sahipti. Bu, Uzun Hasan için büyük bir dezavantajdı aslında. Ama Osmanlı ordusu için de bir dezavantajdı ve Osmanlı ordusunda da süvariler vardı sonuç olarak. Ve Osmanlı ordusu düzensiz bir şekilde yakalanmıştı. Ancak 2. Mehmet risk aldı. Hala Osmanlı ordusunun düzen alacak vakti vardı ve geri çekilmektense düzene girmeyi tercih ettiler.