Yerkürenin gençlik yıllarında bir gün, Mezopotamya ovasına bakan dağlarda bulunan bir yörede yaşayan Hasan, ne suç işlediği bilinmez; devrin sultanının gazabına uğrar. Aldığı ömür boyu hapis cezasıyla kalenin zindanına kapatılan Hasan, uzun yıllar tek pencereli hücresinde kapalı kalır. Hasan'ın bütün dünyası kalenin küçük penceresinden görebildiği Dicle nehridir. Aradan yıllar geçer, Hasan iyice yaşlanır ve bitkin düşer. Yaşadığı yeri o kadar sevmektedir ki, ölmeden önce dünya gözüyle burayı son bir kez daha görmek ister.
Sultana haber ulaştırır ve dileğini iletir. Olanları unutan sultan da Hasan'ın kale içinde gezinmesine müsaade eder. Atına binen Hasan, önce kale meydanında bir iki tur atar. Yıllardır görmediği yerleri son bir kez görür. Sonra da kent halkının şaşkın bakışları arasında atını surlara sürer. Halk peşinden koşar ancak Hasan atıyla birlikte Dicle'ye atlar. Kaledekiler hayretle bağırırlar, 'Hasan keyf?' (Hasan bunu nasıl yaptın?). Bu olaydan sonra da kentin adı 'Hasankeyf kalır.
Yorumlar
Çok eski efsaneler bunlar
ilginç bir hikaye
ilginç bir hikaye
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız