Vlad, askerleriyle birlikte Fatih'in kampına saldırdığında etrafı yençerilerle çevrildiği zaman ne kadar büyük bir tuzağın içine düştüğünü anladı. Oradan can havliyle kaçtı ve kaçan askerleriyle birlikte Eflak'a doğru yol aldı. Ancak o kaçarken bu sefer de peşine Osmanlı akıncıları düştü. Vlad'ın derdi bir türlü bitmek bilmiyordu. Osmanlı akıncıları Vlad'ı Eflak'ın başkentine kadar takip edip başkente düşürdüler. Ardından Vlad'ı Moldovya'ya ve Macaristan'a kadar takip ettiler. Bu iki devlete sığınmak isteyen Vlad ikisinden de olumsuz cevap aldı.
Bu da yetmezmiş gibi bir devlet Macaristan'da hapsedildi. Vlad için her şey bitmiş gibi görünüyordu. Osmanlı askerleri, Eflak'ın başkentine girdiğinde ise korkuluk bir manzarayla karşılaştılar. Şehirde yaşayan kimse yoktu. Tüm kapılar açılmış, tüm evler boşalmıştı. Ayrıca şehir sokaklarında yenildiği kadar Türk ve Bulgar Müslümanın kazıklara oturtulmuş halde cesetleri bulundu. Tam bir vahşet çivasıydı. Ayrıca o bölgede Vlad Tepes'le ilk olarak barış yapmaya gelen ve onun isteklerini yerine getirmeye hazır olan Osmanlı elçisinin de cesedi bulunmuştu. Vlad ise Macaristan'da hapisteydi.
Yorumlar
Orta Çağ Avrupası'nın en vahşi olaylarından birisi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız