Ak Koyunlu Devleti bile Osmanlı Devleti arasındaki mesele 1450'li yıllara kadar dayanıyordu ve iki devletin de gerek Türk Devleti olması gerekçe Müslüman olması birbirlerine karşı ağır zararlar vermelerine mani oluyordu. Özellikle Ak Koyunlu ile ilgili her mücadeleyi kazanan Osmanlı Devleti, hiçbir zaman için Ak Koyunlu Devleti'ne çok ağır bir darbe indirmemişti. Ancak Ak Koyunlu Devleti, Osmanlı Devleti'ne karşı giriştiği son mücadelede Haçlı İttifakı'na katılmak pahasına Osmanlı Devleti'ne saldırmıştı.

İşte Ak Koyunluların Haçlı Devleti İttifakı'na katıldıkları detayı aslında İkinci Mehmet açısından tüm ipleri koparmış ve Ak Koyunlu Devleti'ne karşı son derece ağır bir darbenin indirilmesi gerektiği konusunda onu daha kararlı bir hale getirmişti. Böylece Akkoyunlulara karşı büyük bir ordu hazırlanmaya başlandı. İki orduya bakıldığı zaman ise arada belirgin denebilecek bir fark vardı. O da teknolojiydi. Fatih Sultan Mehmet, Uzun Hasan'la girişeceği mücadelede İstanbul'un fethinde kullandığı ve son derece işine yarayan top teknolojisini muharebe sahasına taşımak üzere Osmanlı ordusunda meydan muharebesinde ilk kez kullanılmak üzere taşınabilir topları üretti. Ve bu havan topları muharebe sahasında kullanılmak üzere alındı. Bir diğer fark ise Yeniçerilerdi. Yeniçeriler, Uzun Hasan'ın ordusunun aksine Osmanlı Devleti'nin özel kuvvetlerini oluşturuyordu. Uzun Hasan'da bu da yoktu. Sonuç olarak Fatih'in ordusu da Uzun Hasan'ın ordusu da Türk ordusu olmasına rağmen Uzun Hasan Orta Asya savaş geleneklerine daha bağlı bir orduya sahipken ve süvari ağırlıklı bir orduya sahipken İkinci Mehmet ise daha farklı bir yapıdaydı. Osmanlı ordusu daha ağırdı ve daha teknolojikti.