Ak Koyunlu elçisinin Venedik'te iyi ağırlanması ve savaşın tekrar başlayacağına dair bilgilendirilmesinin altında, Osmanlı Devleti'nin doğusunda da her an kendisine saldırabilecek yeni bir düşman edindiği anlamına geliyordu. Venedikliler tıpkı dedikleri gibi yaptılar. Barış müzakerelerinin sonuçsuz kalmasının ardından 1466 yılında Venedikliler yeniden saldırılarına başladılar. Ege denizinde istedikleri adaları zapt edebilen Venedikliler, bunun ardından Mora Yarımadası'na tekrar çıkarma yapıp Atina'ya doğru yürüyüşe geçtiler.
Daha toprak soğumamıştı ki iki taraf arasındaki savaş Mora Yarımadası'nda yeniden başlamıştı. Mora Yarımadası'na çıkan Venedik ordusu iki parça halindeydi. Bu iki parça açıkçası birbirleriyle çok da koordineli hareket edemiyorlardı. Bu koordinasyon bozukluğu ise Osmanlı ordusunun aslında Venedik'e karşı kullanabileceği en büyük avantaj olacaktı. İki ayrı ordudan birisi Atina'ya yönelmişken Partas yakınlarında geri püskürtüldü. Bu ordunun geri püskürtülmesinin ardından diğer Venedik ordusu da Partas yakınlarına geldi ve buradaki kaleyi kuşatma altına aldı. Ancak işin daha da komik yanı, bu sefer kuşatma altına alan Venedik ordusu Osmanlı ordusu tarafından imha edildi. Ve bu imha sırasında geri püskürtülen Venedik ordusu yardıma koşup reaksiyon bile gösterememişti.
Yorumlar
Birbirinden kopuk iki parça
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız