İskitler günlük yaşamlarında rahat ve özgürdüler. Ülke balık ve yaban hayvanıyla doluydu, ormanlar ve otlaklar vardı. Barış zamanı yemek sıkıntısı çekilmiyordu. Türkler ve Moğollar gibi, mayalanmış at sütünden üretilen kımız içkisini içiyorlardı. Sanıldığının tersine İskitler az et yiyorlardı. Her şeyden önce, yaban hayvanı avlamak zahmetli bir işti ve ateşli silahların olmadığı dönemlerde ürkek hayvanları avlamak için harcanan günlerin sonunda boş elle dönülebiliyordu.
Koyun gibi besi hayvanlarını kesmek de verimsizdi. Çünkü ufak bir ailenin otuz koyunluk bir sürüyü (gerçek bir servet) bitirmesi için otuz gün yeterliydi. Peynir, börek, çörek ve hamur işleriyle, başta buğday olmak üzere tahıllarla besleniyorlardı. Bazen fasulye, sarımsak ve soğan da yiyorlardı. Başlıca av hayvanları balık, geyik, ceylandı.
Etleri büyük fırınlarda pişiriyorlar, ya da azık olarak kurutarak saklıyorlardı. Hippokrates'e göre İskitler, uta benzeyen sazlarla eğlenen şişman, tembel bir halktı. Genellikle tabaklanmış deriden kullanışlı elbiseler dikiyor, bunları çok ince süslerle donatıyorlardı. Kürk pazarları Asur, Baktriya ve Yunanistan'da kuruluyor; köle, et, tahıl pazarları ise Pontos'ta bulunuyordu. Deri giysilerinin üstüne kürk yelekler giyiyorlardı. Kadınlar ise kolsuz deri kaftanlar kuşanıyor, çanta kullanıyor, takı takıyorlardı. Elbiseleri işlemelerle ya da resimlerle bezeliydi. Üstelik atlarının koşum takımları da çok güzel işlenmiş eyer ve yularlardan oluşuyordu.
Bu yayların kirişleri hayvan sinirlerinden yapılıyordu. 85 santimetreye varan kılıçlar, sol bacaklarına kemerle tutturulan hançerler ve farklı uzunlukta kamalar kullanıyorlardı. Bunların bir kısmı Çin tarzında eğriyken, diğerleri Avrupa biçeminde düzdü. El baltaları, savaş baltaları ve Orta Çağ’da şövalye zırhlarının bağlantı aralıklarına sokularak öldüren bızları (bir çeşit şiş) Avrupa'ya getirdiler. Tunç hayvan ve masal yaratıkları başlarından oluşan sancaklar taşıyorlar ve elbette mızrakla cirit atıyorlardı. Sancakları, büyük olasılıkla Asur kültüründen etkilenerek yaptılar. Yunanlılardan etkilenerek Yunan tarzında metal başlık, kalkan ve zırh da kuşandılar. İskitler'in en ölümcül silahlarından biri belki de kementti. Gelişmiş koşum takımlarıyla atlılarının gücünü ikiye katlamışlardı. Dara'nın ordusuyla savaşan İskitler kitleler halinde tavşan avına koyulunca, Pers kralı "Bu adamlar bize değer vermiyorlar" demişti.
Yorumlar
Yeme alışkanlıkları farklıymış
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız