Sıradan üç kişinin devletin en üst makamındaki bir kişiyi yok etmesinden yarar sağlama ları düşünülemezdi. Üstelik suikastın ardından ülkeden kaçmayı planlıyorlardı. Dolayısıyla bundan yararlanacak olan, işi düzenlettirmiş ülke içindeki bir grubun araştırılması, mantığın gereğiydi.
Bu noktada, ülkede Kemalist devrimlerin en yoğun aşamasın da bulunulduğu ve yenilerinin planlandığı bir dönemden geçil diği unutulmamalıydı. Dolayısıyla “yakın bir geçmi şin hesaplaşması” düşüncesinin belirmesinden daha doğal bir şey olamazdı. Yine bu çerçevede, çok özel yetkilere sahip olduğu bilinen İstiklal Mahkemesi'nin olayı ele almasını da yadırgama mak gerekir.
Anımsamak gerekir ki İstik lal Mahkemeleri, olağanüstü yetkilere sahip, doğrudan doğru ya Büyük Millet Meclisi adına çalıştığı için hükümetin de üze rinde güç kullanabilen yargı organlarıydı. Bu olanağı kullanarak mah keme, anayasaya göre dokunul mazlıkları bulunan Meclis'teki muhalefet milletvekillerini de tu tuklatmaktan çekinmedi.
Yorumlar
neler olmuş neler
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız