Hollywood yapımcılarına malzeme olan, bir zamanların çengel elli, tahta bacaklı korsanları tarihe karıştı ama, onların yerini Güneydoğu Asya 'da ve Karayipler’de tepeden tırnağa modern silahlarla donatılmış, en modern teknolojileri kullanan çağdaş korsanlar aldı...
Belki de Homeros'un ünlü Odyssea eserinin kahramanı Ulyssea idi. Gerçekten de Ulyssea, adamlarını doyurmak zorunda kaldığında, Trakya ve Ege'nin sahil kasabalarını yağmalamaktan kaçınmıyordu. Birçok Yunan mitolojisinde korsanlarla savaşan tanrıların adı geçiyordu. Korsanlık, Romalılar döneminde de çok yaygındı. Hatta Sezar'ın bir dönem korsanlara esir düştüğü ve büyük bir fidye karşılığı serbest bırakıldığı rivayet edilirdi.
Uluslararası deniz tarihçiliği Komisyonu Genel Sekreteri Paul Adam, "Korsanlığın her zaman var olduğunu ve var olacağını" ileri sürüyor. Ona göre, "Korsanlar, devletin zayıflığından yararlanan parazitler..." Ne var ki, korsanlığı bir kara sakal, ya da bir tahta bacak öyküsüyle sınırlamak mümkün değil. Çünkü bu olgu, tarihsel gelişimi içinde, Stevenson hikayelerini aşan, siyasal-ekonomik bir olay...
Yorumlar
Bir dönemin en berbat işi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız