Evler, su baskınından korunmak için taş yükseltilerin üstüne yapılmıştı ve dışarıdan parlak renklere boyanmıştı. Çatı kireçle kaplıydı ve sütunların üstüne binen kalaslar ve kalasçıklardan oluşuyordu. Pencere yoktu ve ana oda, yağmur suyunun toplandığı bir tekne olan iç avluya açılıyordu. İki su kemeri (Chapultepec ve Coyoacan) kenti karaya bağlıyordu. Hijyen sorunlarım çözmek için, bazı stratejik noktalara kent atıklarını toplayan mavnalar bağlanmıştı. Aydınlatma, çam tahtasından reçineli meşalerle yapılıyordu.
Tenochtitlan"ı Orta Amerika'nın Venedik'i yapan asıl etken, sayısız kanallarıydı. Bütün sokakların bir bölümü sıkıştırılmış toprak yol, bir bölümü de kanaldı. Kent, tapınakların bulunduğu bazı büyük meydanlar dışında, geniş ve boş araziye sahip değildi. Bu özellik günümüzde de Mexico City kentine damgasını vuruyor. Ne var ki, tüm sıkıştırılmış mimarisine karşın Tenochtitlan yeşilliğe hasret bir kent değildi. Her evin arkasında küçük bir avlu vardı ve buraya ağaçlar ekilmişti. Ayrıca, halk küçük avluda kendine yetecek bir tarımsal faaliyeti gerçekleştiriyordu. Ayrıca, Aztekler çiçek konusunda çok duyarlı insanlardı. Hemen hemen her aile, avlusunda çeşitli renklerde çiçekler yetiştiriyordu.
Yorumlar
Antik kültürlerden birisi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız