Sevgi, kuşkusuz zamana ve mekâna bağlı olmayan, insani bir duygu… İlk insanlar da bugün olduğu gibi mutlaka torunlarını seviyorlardı. Büyük bir olasılıkla, yaşadıkları olayları, deneyimleri onlara miras bırakmak istiyorlardı. Ancak, bazı bilim adamlarının iddia ettikleri gibi yazıyı bu tatlı anılar merakı için değil, ekonomik zorunluluklar nedeniyle keşfettiler. M.Ö. 40. yüzyıla kadar, insanlar küçük topluluklar halinde, avcılık ve toplayıcılık yaparak yaşıyorlardı ve bu faaliyetlerden elde ettikleri ürünlerin hesabını da ya parmakla ya da küçük taş parçacıklarıyla yapıyorlardı.
Bu "konuşan topluluklar" için, bir düşünceyi ya da bir sözcüğü "bir köşeye kaydetme" diye bir ihtiyaç söz konusu değildi. Sadece, tarımdan fazla ürün elde etmeyi başaran, ilk yerleşim birimlerini kuran, zanaatları geliştiren, kamu yönetimi ve ticaret konusunda büyük adımlar atan toplumlarda hesap yapma ve not alma gereksinmesi kendisini hissettirmeye başlamıştı. Nitekim bu yönde ilk adımları da tarihte suyu kontrol eden ilk devletlerin kurulduğu Mezopotamya' da görüyoruz.
Yorumlar
Gelişmesi uzun zaman almış
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız