İŞKEMBE Mİ İŞKENCE Mİ?
Kurban Bayramlarının bizim evde vazgeçilmez ritüellerinden birisi olan işkembe çorbası. Üstelik bir de sabah kahvaltısında.
ASLA YİYEMEM.
Hele ki işkembenin ayıklanması esnasında etrafa yayılan o kokusu… Bakın yazarken bile burnuma geldi ve bu bile midemi bulandırmaya yetti.
Zaten sakatat türü hiçbir şeyi ben sevmem ve de yiyemem. Kokoreçmiş, kelle paçaymış falan hiç bana göre şeyler değil. Yiyene afiyet olsun.
Ben Kurban Bayramlarında canım teyzoşum mis gibi kahvaltı hazırlar, ona giderim. Kendisine çekmişimdir biyolojik konularda. Kendileri annemle ikiz çünkü. O da işkembe sevmediği için, o sabah pişen işkembe çorbasından bizi kurtarır. Benim kurtarıcı meleğimdir. Canım teyzoşum!
Bir de kurbanın kesildiği yerde duramam. Durursam o eti asla yiyemem. Çünkü çok duygusal bir insan olduğum için o kurbanın kesilişini görünce, içim gidiyor benim. Moralim bozuluyor, vejetaryenlik olacak duruma kadar sürükleniyorum. Lakin et severim.
Benim kurban maceram işte böyle. Bu sene ailemin yanında olamıyorum, çalışıyorum. O yüzden ailelerinizin benim yerime de bayramını kutlayın. Kavurmadan bir tabak da benim için yiyin lütfen.
Yorumlar
Asla yemem, yiyemem...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız