Kasım 21, 2024

Devlerin Sıkıntıları

Bu durum özellikle karada yaşayan dev cüsseli hayvanlar için daha da geçerli... Bu hayvanların kilosu arttıkça, yerçekimi kuralı onlar üzerinde çok daha etkili olmaya baş­lıyor. Bu hayvanların kasları ve ke­mikleri dayanılmaz mekanik baskıla­ra uğruyor. Çünkü, hayvanın vücudunun yayıldığı alan iki misli büyürken, ağırlığı üç misli artmaya başlıyor. Yani, boyunu üçe katlıyan bir hayvan aynı süre içinde ağırlığını 27 kat artırıyor. Bunun sonucu dev cüsseli hay­vanlar için bir yerden bir yere kımıl­damak büyük bir sorun haline geliyor ve küçücük bir darbe almaları ya da düşmeleri ölümcül sonuçlar verebili­yor. Yüksekçe bir uçurumdan aşağı­ya düşen fareye hiçbir şey olmuyor; aynı noktadan düşen bir kedi ise bel­ki ayaklarından bir tanesini yaralıyor. Ama insan, aynı uçuruma düştüğün­de ölüyor. Fil gibi dev cüsseli hay­vanların içinse küçük bir kurtuluş şansı bile yok; paramparça olup can veriyorlar.

Devlerin Sıkıntıları

Aşırı cüssenin getirdiği bu deza­vantajı hayvanlar da hissetmiş olsa gerek; çünkü, tarih öncesinin dev ka­ra hayvanları bile 40 ile 50 tonu geç­meyen bir yapıya sahipler... Bu sınırı geçen tek örnek bir dinozor... "Brac-hiosor" türünden bu hayvanın ağırlı­ğının 80 tonu geçtiği ve yüksekliği­nin de dört katlı bir apartman boyuna ulaştığı tahmin ediliyor. Bu hayvanın bir yerden bir yere hareket ederken neler çektiğini düşünmek bile zor...

Devlerin Sıkıntıları

Bu hayvanlar kara hay­vanına oranla çevre koşullarına daha iyi uyum gösteriyorlar. Çünkü, suyun yoğunluğu vücutlarının yoğunluğuy­la hemen hemen aynı... Bu nedenle, yerçekiminin etkisini daha az hissedi­yorlar ve kara hayvanları gibi ağırlık­larının altında ezilmiyorlar. Ayrıca, su üstünde yüzdükleri için pek o ka­dar fazla enerji tüketmiyorlar. Öte yandan, deniz hayvanları çok geniş bir alan içinde yaşıyorlar ve besin kaynakları hemen hemen sonsuz... Nitekim, bugün yeryüzünün en iri hayvanlarının okyanuslarda yaşaması bir tesadüf değil... Balina köpekbalığı balık türü olarak 50 ton ağırlığa, mavi balina da bir memeli olarak rahat­lıkla 150 ton ağırlığa ulaşıyor. Ancak bu deniz devlerinin de bir sorunu var: Hareket etmek için çok büyük çaba harcıyorlar. Çünkü, ağırlıklarına para­lel olarak, hızları suyun direnciyle bü­yük ölçüde frenleniyor. Üstelik, su­yun direnci havanın direncine oranla tam 800 misli daha fazla…

Devlerin Sıkıntıları

Ne var ki, havanın direncinin göre­celi azlığına karşın dev cüsseli kuşlar da ağırlıklarının kurbanı olarak çetin bir ölüm kalım savaşı veriyorlar. Ha­vada daha yükseklere ulaşabilmek için kanatlarını ağırlıklarıyla orantılı olarak fazla açmaları gerekiyor. Tabii, bunun için de aşırı bir enerji tüketi­yorlar. Bu durumda aşırı gelişen kas­ları vücutlarının aerodinamik yapısını olumsuz yönde etkiliyor. Dev kuşlar, özellikle yükselirken muazzam bir enerji tüketiyorlar. Kanatlarının uzun­luğu 3,5 metreyi bulan bir albatros, havalanabilmek için karada metrelerce koşmak ve hız almak zorunda ka­lıyor. Yırtıcı ve avcı kuşların sürekli uçmayıp, belli bir kayanın üstünde durarak avlarını gözlemelerinin ne­deni, işte bu enerji tüketimini en aza indirmek ve kayadan aşağı süzülerek avantaj kazanmak...

Yorumlar

  • Dertlere bak

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Yazı Nasıl Gelişti?

Yazı Nasıl Gelişti?

Nuh’ un Gemisi

Nuh’ un Gemisi

Nuh Suların Çekildiğini Nasıl Anladı?

Nuh Suların Çekildiğini Nasıl Anladı?

Nuh Tufanı Sonrası Ziyafet

Nuh Tufanı Sonrası Ziyafet

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Disiplin

probiyotik

Yazı Nasıl Gelişti?

bubble30
Nielawore

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun