Bosque Redondo'daki "mutlu" Kızılderililere katılma sırası Navajolara 1863'te geldi ancak onlar aynı fikirde değildi. "Asla terk etmeyeceğim yurdumu" dedi Barboncito, "bu öldürüleceğim demek olsa bile". General Carleton'a yardımcı olanlardan biri de bir zamanlar Kızılderilileri çok iyi tanıyan ve sempati besleyen "Kement Atıcı" Kit Carson'du. Ancak Garson özgür ruhlu maceracıdan, toprak ağası statüsüne terfi etmiş ve artık eski fikirlerini değiştirmişti. Ekinleri ve hayvanları yok ederek Navajoları teslim alabileceğini düşündü ve planını hızla uygulamaya koydu. Navajolar buna şiddetle tepki verdi, yalnız hayvanlarını geri almakla kalmadılar, Carson'un atını bile aldılar.
Duruma sinirlenen General Carleton, Navajo sürülerinden ele geçirilen hayvanlara ödül koydu. Ancak iş hızla Navajo kafa derisine ödül verilmesine dönüştü. Eylül ayında Carleton yeni bir emir yayınlayarak "görülen her Navajo erkeğinin öldürülmesini ya da esiralınmasını" istedi. Carson'a da Navajolara şu mesajı vermesini emretti; "Ya Bosque Redondo'ya gidersiniz ya da hepinizi yakalayıp ortadan kaldırırız. Bundan başka hiçbir koşulla sizlerle barış yapmaya niyetimiz yok". Carson'un çabaları sonucunda birkaç ay içinde efsanevi Chelly Boğazı dışında Navajolara ait ne ekin, ne de hayvan kaldı. Kış koşullarına dayanamayıp teslim olan Delgadito ve grubu Bosque Redondo'nun ilk yolcusu oldular ve Carleton'un emriyle çok iyi muamele gördüler. Kandırılan Delgadito koşulların hiç de kötü olmadığını diğer reislere anlatmak için geri döndü.
Kit Carson 1864 Ocak'ının ilk haftasında Chelly Boğazı'nı bastı. Beş bin şeftali ağacı dahil Navajolara ait ne varsa yok edildi. Chelly baskını ve Delgadito'nun ikna çabalan teslim sürecini hızlandırdı. Herrero Grande teslim oldu, Barboncito, Chelly Boğazı'nda yakalandı. Artık Manuelito dışında özgür Navajo reisi kalmamıştı. Ancak Bosque Redondo'nun gerçek yüzü de ortaya çıkmaya başlamıştı. Rezervasyondan kaçan Kızılderililere göre lanetlenmiş bir topraktı orası. Hiç ağaç yoktu, ekin yetişmiyordu, adeta köstebekler gibi yeraltında yaşamak zorunda kalıyor, kırılıyorlardı. Carleton'un raporlarında ise "güzel bir toprak parçası" olarak geçiyordu bu çorak bölge.
Manuelito da 1 Eylül 1866'da teslim oldu ama hemen ardından da küstah davranışlarıyla herkesi bıktırmış olan General Carleton da görevden alındı. Bosque'a gönderilen Manuelito bir sürprizle karşılaştı. Rezervasyonun yeni yöneticisi bu topraklarda ekin yetiştirilemeyeceğini, suyunun içilemeyeceğini, yakacak olmadığını bildirerek Kızılderililerin başka bir bölgeye taşınmasını istiyordu. İki yıl daha bürokrasiyle geçtikten sonra bir barış anlaşması imzalanarak Navajoların yurtlarına geri dönmesi kararlaştırıldı. Paylarına eski yurtlarının en gözden ırak, en kötü toprakları düştü ama olsun, yurtlarıydı. O anda bilmiyorlardı ama kaderleri bakımından Batı'daki Kızılderili kabilelerinin en şanslısıydılar.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız