Genelkurmay İstihbarat Şubesi Müdürü Kazım (Karabekir) Bey, 28 Haziran 1914 günü Avusturya veliahtının Sırplar tarafından öldürüldüğünü Paris'te öğrendi. Üç ay önce uyarısını yaptığı için fazlasıyla eleştirildiği “genel bir savaşın yaklaşmakta olduğu” endişesiyle derhal İstanbul'a dönmeye karar verdi. Korkusu, Rusların İstanbul Boğazı'na yapmaya hazırlandıkları çıkartmanın gerçekleşmesi ve başarısı halinde, Türkiye'nin direnme olanaklarının yok olmasıydı. 1914 Temmuz'unda savaş yaklaşırken en büyük telaşı en yalnız ülke olan Türkiye yaşıyordu.
Kazım Beyin (Karabekir) korktuğu Rus çıkartmasının hazırlıkları tamamlanmıştı. Boğazları işgal komisyonu 14 Ocak 1914 tarihinde St. Petersburg'da kurulmuş ve 8 Şubat günü işe başlamıştı. 23 Mart tarihinde onaylanan plan gereğince Kırım ve Ukrayna'da bulunan 7. ve 8. Rus Kolorduları bu işe ayrılmış, gerekli nakliye ve harp filoları tahsis edilmişti.
Türkiye buna karşı İngiltere'den iki modern zırhlı almış ve ayrıca ordunun yeniden düzenlenmesi için çok sayıda Alman uzman görevlendirilmişti. Ancak İngiltere parası peşin ödenmiş bulunan Sultan Osman ve Reşadiye zırhlılarının teslimatını kasıtlı olarak geciktiriyor, Alman uzmanlara fazlasıyla yetki verilmesi de yurtsever subaylar arasında büyük tepki uyandırıyordu. Bütün bunlara ek olarak Doğu Anadolu, Türkiye'den kopmak üze reydi. Batılı devletler, “Ermeni” kartını kullanıyorlardı.
1913 yılının haziran ayında, Doğu Anadolu'da büyük bir Ermeni vilayetinin kurulması için teşebbüse geçen Batılılar, burasını 5 yıl süreyle Hıristiyan bir valinin yönetmesini kabul ettirmişlerdi. Ayrıca Hıristiyan ve Müslümanların eşit olarak temsil edileceği bir meclis kurulacaktı. Böylece nüfusun yüzde 85'ini oluşturan Müslümanlar, yabancı devletlerin güdümündeki yüzde 15 azınlığın insafına terk edilecekti. Kaldı ki bu vilayet, bugünkü 28 ili, yani Anadolu'nun üçte birini kapsıyordu. Boğazları işgal komisyonunun işe başladığı 8 Şubat tarihinde yapılan Osmanlı-Rus Anlaşması ile bölgeye iki Avrupalı “Genel Vali” atanmıştı. Üstelik ayda 400 altın tutarındaki muhteşem maaşları da Osmanlı devleti tarafından ödenecekti. Bunlardan Norveçli Binbaşı Hoff, Van-Bitlis-Diyarbakır bölgesine, Hollandalı Westenek ise Trabzon-Erzurum-Sivas bölgesine müfettiş olmuşlardı. Hoff 1914 yazında gelip bir ay kaldı; ama savaş çıkınca, Westenek hiç gelemedi ve ülke bu rezil duruma katlanmaktan kurtuldu. Ne var ki bu anlaşmalarla Rusya'nın Doğu Anadolu'daki menfaatleri bir anlamda Batılı devletler tarafından da kabul ediliyordu ki, Rusya'nın şoven Dışişleri Bakanı Sazanoff, 26 Mayıs 1914 günü, “aksi halde” Ermenileri ayaklandırarak doğrudan müdahale edeceklerini basına açıklamıştı.
Yorumlar
Çok karmaşık dönemler
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız