Fizikte "birinci termodinamik ilkesi" diye adlandırılan kavramı oluşturur. Bu kavram, 1850'ye doğru iki fizikçi, İngiliz James P. Joule ile Alman Julius R. von Mayer, tarafından kesin şekilde ortaya kondu: Enerji çeşitli biçimlerde (elektrik, mekanik, ısı vb.) kendini gösteren bir büyüklüktür; ama "değer", yani niceliği daima korunur. Hiçbir şey, onu yoktan var edemez, vardan da yok edemez (enerjinin korunumu ilkesi).
Bu ilkeyi bilmeyen birtakım mucitler, yüzyıllar boyu, hem sonsuza dek çalışacak hem de kendi başına yükselmek için gerekli enerjiyi bulacak makineler yapmaya çalıştılar. Ama bu iki istek birbiriyle uyuşmaz. Gerçekten de, bir makine "sürekli" çalışmaz. Çalışsa bile, bir gün mutlaka durur; o zaman da, buna sürekli denemez.
Sürekli hareket araştırmasında, yararsız, ama sürtünme sorunu çözmüş bir makine düşünelim... Bir süperiletkende dolaşıp duran elektrik akımı, buna iyi bir örnek oluşturur. Elektronlar, daireler çizerek, süperiletkenin içinde yıllarca dönseler bile, bu hareket çok uzun bir sürede söz konusu durumunu koruyamaz.
Alman fizikçi Rudolf E.J. Clausius'un 19. yüzyıl sonundaki çalışmaları, enerjinin büyük bir şiddetle dağılmaya ve Evren'in "entropi"yi (içe kıvrılma) arttıran bu bozulma, yani "düzensizlik" yönünde evrilmeye göre düzenlenmiş olduğunu göstermişti. Clausius'a göre Evren "termik ölüm"üne doğru evrilmekteydi. Sıcaklık derecesinin her yerde aynı olması durumunda, hiçbir şey hareket etmeyecek; ister sürekli ister kesintili hiçbir hareket olmayacaktı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız