Bu "tersinmezlik" (ters doğrultuda işleyememe) durumu, zamanın daima aynı yönde aktığını belirtir. Bununla birlikte, acaba, suya yayılan mürekkep, bardağın kenarında bir damla halinde yeniden toplanabilir mi? Sorunun yanıtı Clausius'a göre olumsuz, ünlü öğrencilerinden Avusturyalı fizikçi Ludwig Boltzman'a göre ise olumludur. Ama son derece düşük bir olasılık söz konusudur. 19. yüzyılın sonunun bir başka bilgini, Fransız matematikçi Henri Poincare'ye bakılırsa; bu olay, çok uzun bir süre beklendiği taktirde, kesinlikle meydana gelecektir. Ancak bu süre, Evren'in yaşını bile aşar.
Günümüzde, kaos kuramı, bekleme koşuluna karşın, mürekkep damlası oluşumunun sonsuz kez ortaya çıkacağını bize gösteriyor. Bu da beliren düzensizlikte, başlangıç barınağına geri dönüşlerle kendini gösteren gizli bir düzenin bulunduğu anlamına geliyor. Yani, "düzensizlik"te bir "düzen" vardır. Ama bu geri dönüşler kusursuz olmayacaktır. Damlada toplanan mürekkep molekülleri, ilk durumlarını tamamen koruyamazlar. O halde, ne kadar direnç gösterse de hareket sürekli olamaz; çünkü asla başlangıçtakinin aynı olamaz.
Ortaçağ'da batılılar, hayvanları sürekli işleyen makinelere (en azından canlıyken) benzetiyorlardı. Hayvanların "yeniden değer arttırma" gereksinimi duymadan çalışabilecekleri (araba çekmek gibi) düşünülüyordu. Hayvanlara benzeyen mekanik düzenekler yapma düşüncesi böylece doğdu.
Ancak, sürekli hareketi hedefleyen ilk makine, 1150'ye doğru Hindistan'da gerçekleştirildi. Bu, kendi çevresindeki dönüşünden destek alan bir tekerlekti. Ağırlıklar, sol ve sağ bölüm arasında sabit bir dengesizlik oluşturacak şekilde dağıtılmıştı. Tekerleğin dönüşünü ise, söz konusu dengesizlik sağlıyordu. Buluş, kesinlikle tesadüfen ortaya çıkmamıştı. Sürekli hareket düşüncesi, Hindu felsefesindeki çevrimler kavramına, sonsuz dönüşe, yani reenkarnasyona (yeniden doğuş) dayanıyordu.
Araplar, sürekli hareket kavramını büyük bir hızla Avrupa'ya yaydılar. 1235'te Villard de Honnecourt, mimarlık kitabında pek çok tekerlekli "devridaim makinesi" modelinden söz etti. Yaklaşık aynı sıralarda, bir başka bilgin Pierre de Maricourt da, buna çok benzeyen bir makine çizdi. Tek farkı, hareket nedeni olarak ağırlık yerine mıknatıslığı göstermesiydi. Dengesiz tekerlek, yüzyıllar boyu sürekli hareketin ardında koşan bilginlerin temel şemasını oluşturdu. Ama bu düzeneklerin hiçbiri sürekli çalışmadı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız