Peru’da 36 milyon yıllık bir penguen fosili bulundu. Fosili önemli kılan sadece bu kadar yaşlı olması değil. Aynı zamanda paleontologların çok nadir olarak rastladıkları “korunmuş yumuşak doku” içeriyor olması. Korunmuş olan yumuşak doku ise penguenin tüyleri. Fosildeki tüylerin yapısı, bilim adamlarına önceleri uçmak için kullanılan daha sonraları ise yüzmek için evrilen kuş tüyleri hakkında önemli ipuçları veriyor. Ayrıca tüylerden elde edilen renk pigmentleri ise eski tip penguenlerin bugünkü gibi siyah ve beyaz renklerde değil de gri, kırmızı ve kahverengi ağırlıklı renklerde olduğu izlenimini veriyor.
Texas Üniversitesi’nden paleontolog Julia Clarke, ekibiyle beraber yaptıkları bir kazı sırasında taşları ayırmaya çalışırken karşılaştıkları fosili görünce, çok önemli bir örnekle karşı karşıya olduklarını anladı. Fosil ile ilgili olarak onu en çok şaşırtan ise kırmızı ve kahverengi tüylere rengini veren melanosom pigmentleriydi. “Bu fosili görene kadar kişisel fikrim, penguenlerin önceden de siyah ve beyaz renklerden oluştuğuydu.” Diyor Clarke.
Ayrıca fosildeki melanozom yapıları da bugünkü penguenlerde olduğu gibi oval değil küresel. Yani bu yapılar penguenlerin bugün yaşayan en yakın akrabaları olan albatros ve fırtına kuşu olarak bilinen bir kuş türünün melanozomları gibiydi. Bugünkü penguenlerin oval olan melanozomları tüy şekillerinin daha hidrodinamik olmasını yani suda kolayca hareket edebilmesini sağlıyor. Bulunan fosilin ise tüylerini yüzmek için kullanmaya geçiş yapan bir geçiş formu olduğu düşünülüyor. Paleontologların, tüy renklerini açıklamaya çalışması pek sık karşılaştıkları bir durum değil. Çünkü kolay kolay yumuşak doku fosili bulunmuyor. Otago Üniversitesi paleontologlarından Ewan Fordyce, “Bu fosil bugüne kadar bulunmuş olan en eski tüy fosili. Muhteşem ve de oldukça şaşırtıcı bir biçimde korunarak bugüne kadar gelebilmiş.” diyor.
Bialystok Üniversitesi’nden biyolog Piotr Jadwiszczak şöyle açıklıyor: “Çünkü genellikle fosiller birbirinden ayrı kemik parçaları olarak bulunur ve yan yana duran iki ayrı kemik parçasının aynı organizmaya ait olup olmadığını bulmak bile farklı bir uğraştır.”. Araştırma ekibi, bulunan bu kuşun 55-60 kg ağırlığında ve yüzerken 1,5 metre uzunluğunda olduğunu tahmin ediyor. Bu da bugünkü ortalama penguen ölçülerinin yaklaşık iki katı demek. Bu özelliği onu bugüne kadar bulunmuş olan en büyük penguen fosili yapıyor. Fosil, aynı zamanda havada uçmaktan, suda yüzmeye geçiş yapan penguenlerin evrimsel süreçte tüylerini güçlendirmek için melanozom yapılarını değiştirme yoluna gittiklerini de gösteriyor.
Çünkü su, havadan 800 kat daha yoğun ve uçuş tüylerinden daha güçlü tüyler gerekiyor. Kuzey Karolina Üniversitesi’nden biyolog Marcel van Tuinen’in görüşü ise fosilde bulunan tüy renklerinin bugünkü penguenlerin en yakın akrabaları olan albatros ve fırtına kuşlarındaki oldukça yaygın renklerden olduğu. Bu da penguenlerin evrimsel süreçlerini anlamamıza önemli bir katkı sağlıyor. Bulunan türe Inkayacu paracasensis adı verildi. Anlamı ise Paracas imparatoru.
Yorumlar
Oldukça eskiymiş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız