Absürdizm, herhangi bir yaratıcı olmadığı için insanlığın evrende bir anlam bulmaya çalışmasının boş bir çaba olduğunu öne süren felsefe akımıdır. Eninde sonunda bu anlam uğraşının başarısız olacağını söyleyen akım varoluşçuluk ile bağlantılı olmasına rağmen birebir aynı değildir. Kökeni 19. Yüzyılda yaşamış olan Søren Kierkegaard'a dayanır. Søren Kierkegaard her ne kadar bu akımın önderi olsa da Albert Camus’un Sisifos Söyleni’yi yayınlaması absürdizmin sınırlarını belirlemiş ve aynı zamanda absürdizmin ne olduğunu tam anlamıyla ortaya çıkarmıştır.
II. Dünya Savaşı sonrasında işgale uğrayan Fransa’da absürdizm yaygınlığını zirveye çıkartmıştır. Absürdizme göre insanlar tarih boyunca yaşamlarında bir anlam bulmaya çalışmışlardır ama bu dünya ile alakalı olaylar ya da kavramlar arasında zorunlu bir bağlantı yoktur ve böyle bir bağlantı mümkün de değildir.
Absürdizme göre değer ve anlam belki vardır. Evrenin kendinden gelen öz bir anlamının olması muhtemeldir ama bunu insanlar asla bilemezler. Bireyin kendisi her türlü anlamı yaratıp üretebilir. Ürettiği anlam ve yaptığı yaratımlar kişisel ve absürd olmalıdır.
Albert Camus’a göre absürd:
"Absürt nedir? Kolayca görülebileceği üzere, ben rasyonel bir varlık olarak mantığım ve amacım doğrultusunda, düşüncelerimin yansıttığı biçimde hareket etmek zorundayımdır: Başka bir şey yaptığımı sanmam da mantığımın ve düşüncelerimin doğrultusunda olur, kısacası başka türlü hareket edemem ve yine hareket etmemin zorunlu olduğu yerdeyimdir... Absürt ya da absürdün erdemiyle hareket etmem inancımın doğrultusunda olur... Hareket etmek zorundayım fakat düşüncelerim yolu kapatıyor ve olasılıklardan birini alarak şöyle diyorum: Yaptığım hareket budur, başka türlü yapamam çünkü buraya düşüncelerimin yansıtmasıyla getirildim."
Yorumlar
Bu akımın bence mantıklı yanları var
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız