Dilimize ‘’Acıcılık’’ olarak çevrilmiş olan dolorizim: Acı çekmeyi tercih edip, bu tercihle acıyı; yararlı, değerli, verimli ve yükseltici olarak kabul eden felsefe akımıdır. Bu disipline göre acı düşünsel, estetik açıdan ve ahlaki olarak yüceltilmeli ve hayatın merkezine konulmuş bir yönlendirici olmalıdır. Günümüzde geyik olsun diye kullanılan ‘’Acı çekiyorum gülümse.’’ cümlesini hayat felsefesi olarak kabul etmek bu disiplinin resmen ön koşuludur.
Bu disipline göre acının her türlüsü ama özellikle hastalıkların getirdiği fiziksel ve şiddetli acı, insanı gerçeklik ve başkalarının yaşamı üzerine düşünmeye sevk ederek bilinç katar ve insanlardaki hayvani eğilim ve iç güdüleri durdurur ve zekayı ön planı çıkartır. ‘’Acı çekmek özgürlükse, özgürüz ikimizde.’’ şarkı sözünü benimsemeden olmuyor bu akım. Özellikle ama özellikle hastalık acısı.
Dolorizm felsefi bir öğreti olarak kabul edilmeye 1935 yılında başlandı. Fransız filozof Julien Teppe ve arkadaşları ‘’kederli’’ ve ‘’acılı’’ anlamlarına gelen ‘’Revue Doloriste’’ adlı dergide, dolorizmin temelini attılar. Dolorizm ayrıca insanın kendine, başkalarına ve fiziki açıdan güçlü biçimde ayakta durabilmeyi sağlayacak olan tek gücün yalnız ve yalnız acı ve acıyla katlanmak olduğunu sonuna kadar savunmaktadır. Zaten ‘’Dolorizm’’ adındaki ‘’dolor’’ Latince ‘’acı’’ demektir.
Dolorizmin altına imza atacağı o nadide görüşü paylaşıyorum:
-
Kötülük olmadan iyilik olamayacağı gibi engelsiz bir zafer de mümkün değildir.
Yorumlar
\"Kötülük olmadan iyilik olamayacağı gibi engelsiz bir zafer de mümkün değildir.\" beğendim
Acı çekmek özgürlükse özgürüz ikimizde ahaha, çok iyi bir anlatım olmuş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız