Çin’de Mengzi olarak bilinen Mesiyüs, Savaşan Devletler Dönemi olarak adlandırılan büyük bir siyasal kargaşanın olduğu zamanda yani MÖ 371 – 289 yılları arasında yaşamıştır. Kendisi önemli Konfüçyüsçü filozof ve liderlerden bir tanesidir. Konfüçyüs’e çok benzerdir bir şekilde Mensiyüs’da çok küçük yaşta babasını kaybetti ve annesiyle beraber büyük bir yoksulluk içinde büyüdü.
Hakkındaki efsaneye göre; annesiyle beraber babasının mezarına çok yakın bir yerde yaşamaya başladılar. Küçük Mensiyüs hayatının daha başında cenazelerde ağıt yakan ücret karşılığı yas tutan kişileri taklit etmeye başladı. Daha sonrasında annesiyle beraber pazara çok yakın bir yere taşındılar. Bu seferde Mengzi pazarda mallarına satmak için bağıran satıcıların bağırışlarını taklit ederek etrafta dolanır oldu.
Sonunda annesiyle beraber Mensiyüs okula çok yakın bir yere daha taşında ve bu sefer Mensiyüs yani taklitçi Mengzi okumaya başladı. Annesini Mensiyüs’ün bu halini gördükten sonra taşındıkları alanın ikisi içinde iyi olduğuna karar kıldı. Bu biraz efsane olsa da Mensiyüs’ün şu düşüncesel kavramını dramatize etti:
‘’Çevre, karakterin oluşumunda başat önem taşır.’’
Mensiyus’a göre iyilik insan doğasında doğuştan bulunan bir özellikti. Bu fikrini kuyuya düşün bir çocuğu gören kişinin doğal bir yatkınlıkla korku ve üzüntüye kapılmasıyla açıklar. Eğer bu duygulara kapılmıyorsa bunun insanlık dışı olduğunu iddia eden Mengzi, insanların neden kötü davrandığına anlam aramak için geçirir ömrünü.
Ömrünü geçirdiği bu düşünceye ‘’Ox Dağı’’ örneği ile açıklama yapar:
Ox dağı adında bir zamanlar yemyeşil bir dağ varmış. Ancak ağaçlar kesilmiş ve tüm besi hayvanları burada otlatılmıştır. Bu sayede bütün filizler köklerinden sökülmüştür. Dağ doğal olarak ıssız bir yer olarak görünmektedir. Ama çevre faktörleri sıfıra indirildiğinde dağ zamanla eski güzel ormanlık haline geri dönecektir ve filizler tekrar büyüyecektir. Mengzi bu görüşünü şöyle açıklamaktadır:
‘’Hepimiz erdemin filizlerine sahibiz. Jen (iyiliksever), li (iç huzur), yi (doğruluk), zhi (bilgelik) hepimizde var ama ne yazık ki yoksulluk veya çevresel kötü faktörler bizim bu özelliklerimizi zayıflatır.’’
Tıpkı Konfüçyüs gibi hayatının büyük bir kısmını gezgin bir danışman olarak geçiren Mensiyüs, prenslere ve hükümdarlara tavsiyeler vererek geçirdi ömrünün uzunca yıllarını. Verdiği tavsiyeler ise:
- İnsani bir hükümet
- Doğal kaynakların iyi kullanılması
- Hafif vergilendirilme
- Dezavantajlı kişilerin (sakat) korunması
- Refah sistem kurumunun kurulması
olmuştur.
Peki Mensiyüs’ün öne sunduğu bu fikrine siz neler dersiniz. Hadi hep beraber yorumlarda buluşalım.
Yorumlar
Vay be bilmiyordum, öğrenmiş oldum. Teşekkürler, eline sağlık probiyotik!
Hiç böyle düşünmemiştim
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız