İnanmak ya da güvenmek pek çoğumuz açısından vazgeçilmez kavramlardır. Çünkü inanmak ya da güvenmek, özellikle de inanmak, bir insanın kendisine inşa ettiği bir düş dünyasında huzur içinde yaşamasına sebep olur. Zihninin içinde insanın kendisine yarattığı konfor ortamı onu psikolojik olarak pek çok yıkıntıdan kurtarır ve mücadeleden uzak tutar.
Tabi bu insanı zayıflatan bir durumdur ama insan genellikle bunu yapar. Ancak burada insan inançlarını ya da güvendiği şeyleri son derece sağlam bir şekilde koruma altına alır ve onları yıkabilecek, yenebilecek tüm doneleri reddeder. Çünkü bir kere psikolojik yapısını bu inanç ve güven üzerine kurmuş ve bununla devam etmektedir. Örneğin, yıllarca güvendiğiniz ve birlikte yaşadığınız arkadaşlarınızın, ailenizin size karşı herhangi bir şekilde olumsuz, negatif veya kötü bir şey yapacağına inanmak istemezsiniz.
Birisi size bu konudaki gerçeği söylediğinde ve ortada bir ihanet varsa pek çok insan bunu reddedecektir. Bununla yüzleşmek bile istemeyecektir. Ve oradan uzaklaşmak isteyecektir. Ancak olumsuzluğa dair herhangi bir kanıt geldiğinde o inanma durumu ortadan kalkacaktır. İster istemez. İşte inanmanın ve güvenmenin önüne geçebilecek tek şey kanıtlı gerçeklerdir. Hayatın realitesidir. İnanma denilen kavramın önüne geçebilecek tek şey budur. Realitedir.
Yorumlar
İnanmanın önüne geçebilecek tek şey hakikatlerin kaçınılmaz hale gelmesidir
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız