İnsanların özünde kim ya da ne olduğuna baktığımız zaman karşımıza iki tane olgu çıkmaktadır. Bu olgulardan birincisi, insanlık tarihinin başından günümüze kadar gelen tarihsel süreçte insanların ne için yaşamaya programlandığı, ikincisi ise insanların doğduğu günden, içinde bulundukları yaş dilimine kadar gelirken bulundukları kültür, ortam ve çevrelerindeki insanlardır. Burada ağır basan ilk taraf tarihsel süreç olurken, ağır basan ikinci taraf ise insanların çevresindeki insanlar, içinde yaşadıkları ve doğdukları kültür ve kim oldukları, ailelerinde nasıl insanlar olduklarıdır.

Ama her şeyden önce ilk doğduğu zamanlarda kim, içinde bulunduğu ortam ve ailesinin kim olduğu, yanındakiler çok önemlidir. İnsanı özünü oluşturan tarihsel sürece baktığımız zaman karşımıza iki temel ve basit unsur çıkar. Bu unsurlar hayatta kalmak ve üreyip neslin devamlılığını sağlamaktır. Bu ikisi insanlar için iki temel yaşam amacını oluşturur. İkinci olarak insanların yaşamak için veya üremek için izlediği tüm yollar, yaptığı tüm şeyler, hepsi doğup büyüdüğü kültürle, içinde yaşadığı çevrenin ona öğrettiği şeylerle şekillenir.

Ve bu birleşim aslında bir insanın özünü oluşturur. Ve insanların özü bu şekilde oluşturunca aslında medeniyet ne kadar ilerlese bile veya bir insan hayatta belli bir noktadan başka bir noktaya geçse bile özü değişmeyecektir. Az sayıda insan yüksek irade ve zeka ile kendi özünü değiştirip kontrol etmeyi başarabilmektedir.