Bir insan açısından, hayatın en büyük yanılgılarından birisi muhtemelen kendi değerini sattırabilmesi konusunda olacaktır. Bir insanın gerçek değerini nasıl ödeyebilirsiniz? Bu, pek çok farklı bir bakış açısı getirilebilecek bir soru. Kimi insan bilgi düzeyi der, kimi insan fiziksel gücü der, kimi insan karakteriyle ölçülür der, kimi insan maddi parasiciyle ölçülür der, bir sürü şey ortaya atılabilir. Kimi insan da der ki sadece insan olduğu için değerlidir ve herkes eşittir de diyebilir. Bir sürü farklı söylem ortaya atılabilir.

Ancak burada bir ölçüm yapılamayacağı konusunda net bir şey söylenebilir. Çünkü insanın değeri çok komplike bir kavramdır. Bu sebepten dolayı aslında hiçbir insanın da kendisini çok değerli zannetmemesi gerekir. Aslında bir insanın değeri de içinde bulunduğu şartlardan, diğer şartlara göre, konundan konuma göre değişecektir. Örneğin, bir inşaat yapılırken fiziksel gücü yüksek olan insanlar daha değerli olacaktır. Çünkü inşaat fiziksel güç gerektirir. Ancak bir koşu yarışında daha hızlı koşan insanlar daha değerli olacaktır.

Bunun gibi düşünün. Koşuldan koşula insanların değeri değişmektedir. Ve bu değer değişimi de aslında hiçbir insanı çok değerli kılmamaktadır. Çünkü her insanın değerli olabileceği alan başkadır. Ve bu sebepten dolayı da aslında hiçbir insan kendini çok değerli görmemelidir. Ama çok değersiz de görmemelidir. Bu yüzden kendini çok değerli zanneden insanlar aslında büyük bir yanılgı içerisindedirler. Aynı şekilde kendini değersiz zanneden insanlar da büyük bir yanılgı içerisindedirler.