Toplumda insanlar genellikle belli başlı kalıplar içerisine girerler ve o rolde olurlar. Tabii ki de her insan her kalıba yüzde yüz oturacak diye bir şey yok ama belli kalıplara oturabilirler. Burada bir insan kendini aslında tanımış da olur. Ben buyum, böyle birisiyim diyebilir veyahut da ben böyle birisine dönüşmek istiyorum da diyebilir. Ancak tüm bu sınıflandırmalara ve kalıplara rağmen bazen bazı insanlar o kadar farklı olurlar ki toplumda kendilerini tanımlayacak bir nokta bulamazlar, bir yer bulamazlar.

Ve bulamadıkları zaman ise kim olduklarını da bulamazlar aslında. Bir insanın kendisini tanımasının en iyi yollarından birisi başka insanlarla tanışmak ve kıyaslama yapmaktır. Ama bu bile bazen bir insanın kim olduğunu bulmasına yetmez. Bir insanın nasıl bir olduğunu anlaması ile kim olduğunu bulması arasında belli başlı farklar vardır. Bu farklardan birincisi, sizin kim olduğunuz toplumdaki belli başlı sınıflandırmalara ne kadar uyduğunuz delildir. Bu sizin nasıl bir olduğunuzla dair kendinize bir tanım ve bir isim vermenizi sağlar. Oysa ki nasıl bir insan olduğunuz ise tamamen sizinle ilgilidir ve hiçbir kalba bağlı değildir.

Siz nasıl birisi olduğunuzu görerek kendinize bir isim ve cisim verebilirsiniz. Ama bu yine de sizin kendinizi bulmanızı tam olarak sağlamayabilir. Çünkü toplumun içinde kim olduğunuzu bilmezsiniz. Aslında sizin siz kim olduğunu sadece siz bilirsiniz. Ama sizden başka kimse sizin kim olduğunuzu bilmez. Çünkü çok farklısınızdır ve kalıplara uymadığınız için insanların sizin kim olduğunuzu anlaması için zamana ihtiyaç olur. Ama pek çok insan size bu zamanı ayırmayacaktır. Bu yüzden kim olduğunuzu bilemezsiniz. Ya da başkaları asla bilemez. Sadece siz bilirsiniz.