Bugün kıskançlığın iki ana başlık altında değerlendirebiliriz. Birincisi, başka insanların elinde olanı kıskanmakla ilgili. İkincisi de kendi elimizde olanı veya yanımızda olan insanları kıskanmakla ilgilidir. Kıskanmanın ikinci türlüsünü, yanımızda olan insanları, eşlerimizi veya elimizdekileri kıskanmanın son derece ilkel, kaba ve medeniyetten uzak olduğu söyleniyor günümüzde.
Ancak bu tarz bir kıskançlık, insanın elindekini koruması için en temel ve eski dürtülerden bir tanesidir aslında. Bu tarz bir kıskançlığın hiç olmadığını düşünsenize, gerçekten de modern dünyanın öngördüğü gibi, insanların içinde hiçbir şekilde kıskançlık kalmadığını, o zaman ne aile denilen bir kurum kalırdı, ne evlilikler çok sağlam olabilirdi, ne mülkiyet kavramı kalabilirdi, ne de başka bir şey.
İnsanın hayatındaki özeli bile kalmazdı. Kıskançlık aslında, insanı insan yapan, en önemli değerlerden ya da duygulardan bir tanesidir. Ama buradaki kıskançlıktan kastettiğim, tekrar söylüyorum, insanın kendi elinde olanı, eşyasını, eşini, ya da başka bir şeyini kıskanmasıdır. Kendi sahip olduğu bir şeyi kıskanmasıdır.
Yorumlar
Düzeyi önemli.
Kıskançlık insanların elinde olanı korumasını sağlar
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız