Alman romancı Erich Maria Remarque (1898-1970), Birinci Dünya Savaşı'nı dillendiren yapıtlarından 'Im Westen nichts Neues' (1929; Garp Cephesinde Yeni Birşey Yok) ile tanınır. On sekiz yaşında orduya alınan Remarque, savaş sırasında birçok kez yaralanır. Savaş sonrasında yarış arabaları sürücülüğü ve spor yazarlığı yapan Remarque, bir yandan da romanı üzerinde çalışır.
Yapıt, siperler dışında bir geçmişi ya da geleceği yokmuş gibi görünen askerlerin günlük yaşamını aktarır. Kitabın, gündelik konuşmalardaki sıradan bir ifadeyi aktaran adı, savaşta her gün yaşanan dehşeti sıradan bir olaymış gibi yansıtan soğukkanlı, kısa ve özlü anlatımıyla uyum içindedir... Remarque'ın kitabı, yerleşik değerlere kayıtsız kalışıyla, yurtseverlik edebiyatından kesinlikle ayrılıyordu.
Hem roman hem de 1930'da ABD'de yönetmen Lewis Milestone'un yaptığı sinema uyarlaması kısa sürede büyük bir uluslararası başarı kazandı. Yönetmen Milestone'un filmi, sinema tarihçileri tarafından, "Savaş sinemasının 1930'larda ortaya çıkardığı en önemli film" diye nitelendirilir ve bu filmle sinemada 'ilk kez', savaşın tüm korkunçluğu ve gerçekliğiyle perdeye yansıtıldığı, 'açık bir savaş karşıtı bildirinin kitleye iletildiği' söylenir... Remarque 1931'de bu romanın devamı niteliğindeki 'Der Wegzurück'ü (Dönüş) yayımladı.
1932'de Almanya'dan ayrılarak İsviçre'ye yerleşen Remarque'ın kitapları Naziler tarafından yasaklandı. 1939'da Amerika'ya göç eden yazar, ABD vatandaşı oldu; büyük yıldız Marlene Dietrich ile çalkantılı bir aşk yaşadığı o yıllarda, çoğunluğu I. ve II. Dünya savaşları dönemindeki Avrupa'nın siyasal altüst oluşunu konu alan romanlarından bir bölümü sinemaya uyarlandı. Bunlar arasında 'Zafer Abidesi' (1946, 1963) Türkiye'de de tanındı ve ilgi topladı.
Yorumlar
Başlangıçlar çok heyecan verici olabiliyor
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız