Herhangi bir konuda, herhangi bir olaya karşı insanların anlamak için yapabileceği veya izleyebileceği birkaç yöntem vardır. Aslında bu yöntemler sadece anlamak üzerine değil, karşılık vermek ve tepki göstermek üzerine de olacaktır. Buradaki başlıca yöntemler, birincisi içgüdülerle hareket etmek, ikincisi duygularla hareket etmek, üçüncüsü de mantıksal veya akılla olayı çözüp ona göre tepki vermeye çalışmaktır. Burada içgüdülerle hareket etmek genellikle savaşmak veya kaçmak üzerine kuruludur. Herhangi bir olaya karşı savaşmayı seçersek muhtemelen duygularımız arasında da öfke, saldırganlık ve şiddet gibi duygularımız harekete geçecektir.
Kaçmayı seçersek ise muhtemelen panik, korku gibi duygularımız harekete geçmeye başlayacaktır. Ancak olaya mantıksal bir şekilde yaklaşırsak ise burada iki durum karşımıza çıkacaktır. Birincisi, güdülerin harekete geçirdiği bir akıl ve ortaya atılan bir mantık. İkincisi, aklın güdüleri bastırarak olaylara yön vermesi ve bu şekilde gelişen bir mantık. Güdülerin harekete geçirdiği mantık ve akıl da, iç güdülerde kaçmak veya savaşmak seçeneklerinden biri seçildiğinde, akılda güdünün seçtiği seçeneğe uygun olarak fikirler üretmeye başlayacaktır.
Ancak aklın güdülerin önüne geçtiği durumda ise, insan kendine şu soruyu sorar. Mesele kaçmak ya da savaşmak değildir. Hangi hareketi veya hangi hamleyi yaparsam, benim için en çok faydayı elde edebilecek duruma gelebilirim. İşte burada akıl egemendir. Ve aklın egemen olması, mantıksal bir yaklaşımı doğuracaktır. Ne güdüler ne de duygular. Zor da olsa, aklın ön planda olduğu durumlarda, her zaman için insan ilerlemeye sağlayabilecektir.
Yorumlar
Duygu ya da güdüleri bir kenara bırakmak bana her zaman için çokta mümkün gelmiyor
Amaçlar da akılla geldiği zaman akılcı yaklaşıma ulaşırız
Akıl çok ön plana geçerse acımasızlıkla sonuçlanabilir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız