Bilginin Kaynağı

Bilgi, günümüzde bol bol bulabileceğimiz, hızla yenisini ürettiğimiz ve her türlüsünü kayıt altına aldığımız bir kavram. Ancak bilgi her zaman bu kadar çok değildi ve aslında insanlık için son derece önemli olan bu kavram, bir zamanlar bulunabilmesi açısından hayati bir öneme de sahipti. Bilgi, insanlığın başlangıcında onunla olmayan bir kavramdı. Ve onunla olmadığı için aslında insanlığın hayatını son derece zor bir hale getirmişti. Çünkü bilgi yoktu ve olmayan bilgi insanlar tarafından keşfedilmek zorundaydı.

Bu ise aslında günümüzdeşi bilginin de kaynağına götürür bize. İnsanlar açısından ilk dönem bilgileri veya bulunmaya çalışılan bilgiler hayatta kalmakla ilgiliydi. Bir barınağın nasıl yapılacağıyla ilgili olabilirdi. Ateşin nasıl yakılacağıyla ilgili olabilirdi. Nasıl hayvan derisinden kürk veya giysi yapılacağıyla ilgili olabilirdi. Yani bunların nasıl yapılacağını bilmek o dönemde insanı hayatta tutardı.

Ve aslında günümüzde de hala hayatta tutmaya devam ediyor. Günümüz bilgisinin kaynağı geçmişte çok büyük çabalar ve emeklerle keşfedilmiş, kaydedilmiş ve insanların hayatta kalması için depolanmış bilgilerdir. Bir düşünsenize, bir anda inşaat ile ilgili tüm bilgilerin yok olduğunu düşünün. Nasıl yeni evler yapacağız? Nasıl barınacağız? Bir anda ateş denilen kavramlarıyla tüm bilgileri unuttuğumuzu düşünün. Nasıl yemeklerimizi pişireceğiz? Nasıl madenleri işleyeceğiz? Bilginin kaynağı geçmişte hayatta kalma çabamızdan geldi.