Günümüzde seri üretim sayesinde ve otomasyon sayesinde her ürünün bir kalites standartı var. Bu sebepten dolayı ürünlerin sayesinde ne olursa olsun kaliteleri aynı kalabiliyor. Bunu sağlayan şey ise seri üretim ve teknoloji. Ancak asansayı ile birlikte kalitenin korunmasını insanlar için pek söyleyemeyiz. Çünkü bir insanı teknoloji kullanarak çok iyi bir şekilde eğitemiyoruz. Veya teknolojiyi kullanarak çok iyi bir şekilde besleyemiyoruz. Bunu şöyle düşünün. Veya konuyu direkt şöyle özetleyeyim. İnsan sayısı arttıkça yazık ki ortaya çıkan insanların da kalitesinde düşme yaşanıyor.

Bunun ise muhtemelen iki temel sebebi var. Birincisi artan sayıyı eğitme problemi, ikincisi artan sayıyı besleme problemi. Şöyle düşünün. Bir insanın eğitim olması için, iyi bir eğitim alması için bugün belki de çocukluğundan itibaren en azından on altı yılını eğitilmeye harcaması gerekiyor. İlk okul, orta okul, lise üniversite. Peki, bu eğitimin kalitesini belirleyen şey nedir? Bir sürü faktör var tabi ama burada birbireye ayrılabilecek zaman, emek ve sermayenin çokluğu o bireyin daha iyi eğitim almasını sağlar.

 Ancak sayıyı bir anda hızla artarsa veya çok fazla sayıda eğitim alması gereken kişi olursa bu nüfus eğitilemez hale gelebilir. Eğer yöneticilerin elinde bu nüfus eğitebilecek, yeterince kaynak yoksa. Peki nedir bu kaynaklar? Öğretmen sayısı, eğitim yeri sayısı gibi şeyler. İkinci size de besleme problemi. Aynı miktarda yemek varken elde daha fazla sayıda insanı beslemeye çalışmak, kişi başına düşen gıdaya azaltacaktır. E kişi başına düşen gıda azalıyınca da insanların kalitesi azalacaktır. Bu yüzden insanlarda nüfus veya sayı arttıkça kalitede ne yazılır ki azalır.