İstediğimiz kadar güce ya da kaynağı sahip olalım. Bir insan olarak feda eden taraf olma şansımız her zaman vardır. Burada feda eden veya o feda edileni alan taraf olma konusu sahip olduğumuz pek çok yetenekten ya da çalışarak kazandığımız güç ve kaynaktan farklı bir dinamiği temsil eder. Bir şeyleri feda eden taraf veya elindeki bir şeyleri feda eden taraf genellikle kendisi olarak bazı şeylerin üstesinden gelemeyip oltaya çıkarmak istediği bazı unsurları ortaya çıkaramayıp elindeki gücü ve kaynağı feda eden taraf olmaya başlıyor.

Bunu şu şekilde düşünebilirsiniz. Varsayalım ki elinizdeki gücüm ve kaynan ve başarılarınızın oluşturduğu imaj ve profil veya kişisel karizmanız tek başına sizin bir insanla bir anlaşma yapmanıza ya da onu etkilemenize yetmiyor olsun. Evet karşınızdaki insana ne sahip olursanız olun etkileyecek bir konumda değilsiniz bir türlü oraya ulaşamadınız. İşte burada etkilemenin alamadığını yani etkilemediğiniz bir durumda etkileyerek almak istediğiniz şeyi feda eden taraf olarak almaya başlarsınız. 

Kaynaklarınızı veya gücünüzü feda edersiniz. Bunlar da yoksa kimi insan onursuz veya gurursuz bir yolda olsa kendi karakterinden ödün vermeyi kendi karakterinden fedalar vermeye başlar. Ancak tüm bu bedaların hiçbirisi etkinin yarattığını ortaya çıkaramayacağı için sadece havada veya görünüşte kazanılan bir çıkar ilişkisine dönüşür. Siz feda ettikçe karşı taraf alır ama karşı tarafın size bir şey vereceğinin garantisi yoktur. Etkilemenin yarattığı gücü ulaşamayıp da feda eden taraf olmak günün sonunda genellikle kaybettirir.