Gerçek dediğimiz zaman aklımıza gelebilecek bir şey, bir şeyin aslında ne olduğu, nasıl olduğu, nasıl oluştuğu ile ilgili olan doğru bilgiler toplamadır. Bu bilgilerin hepsi doğrudur ve gerçektir ve onun doğasını, gerçeğini oluşturur. Örneğin, basit bir gerçeklik demeyeyim de, gerçek örneğin, insanlar yemek yemezse açlıktan ölürler. Gerçek. İnsanlar su içmezse susuzluktan ölürler. Gerçek. İnsan doğası ile ilgili bir gerçek.

Yani insan yemek yemek ve su içmek zorundadır. Ancak gerçeklik algısı dediğimiz şey ise biraz farklı bir noktaya gitmeye başlıyor. Gerçek, yani hakikat ile kişinin bireysel gerçekliği arasında belli başlı farklar vardır, hatta büyük farklar vardır. Çünkü bir kişinin bireysel gerçekliği aslında bilgilerin veya teorilerin kişinin kendi bakçası tarafından eğilip bükülerek oluşturduğu bir gerçekliktir.

Veyahut da başından itibaren yanlış alınan bilgiler üzerine inşa edilmiş bir gerçekliktir. Başından bir bilgi yanlış alınır, o bilgi üzerine yaşanan olaylar yorumlanır ve olaylar da yanlış yorumlandığı için bir inşa başlar ve gerçeklik inşa edilir. Ama o gerçeklik temelden yanlıştır. Yani gerçeklik oluşumu aslında son derece önemli bir konudur ve yanlış temellerle oluşturulduğu zaman bir kişi içinde bitmeyen yanlışlar silsilesine sebep olur.