Hayatı yaşamak da tıpkı insandan insana değişen diğer pek çok kavram gibi bir kavramdan ibarettir aslında. Ama temelindeki duygu, haz ve zevk almakla alakalıdır. Yani kimse acı çekerek hayatı yaşamak istemez. Kimse sıkılarak, bunalarak hayatı yaşamak istemez. Bunu anlayabiliriz. Pek çok insan, hatta her insan, mutlu, huzurlu bir şekilde ya da haz ve keyif alarak hayatını yaşamak ister. Temelindeki duygu bu olsa da, günümüzde mutluluğun, hazın ve zevkin insanlara sunuluş, tanıtılış ve satılış şekli, insanların hayatı yaşama kavramı konusunda tek tek bir kafa yapısına gitmesine sebep oldu.

Burada insanlara sunulan hayatı yaşama kavramı ise gezip, tozup, eğlenmek, tüketmek ve harcamakla ilgili oldu. Ve günümüzdeki pek çok insan bugün hayatı yaşamak denilen kavramı bu olarak özetliyor. Ve fazlı, zevki, huzuru, mutluluğu gezip, tozup, eğlenip, tüketmekte arıyorlar. Bu çok enteresan bir konu. Aslında başka bir enteresan konuya geçebilirdik. İnsanların ne olduğu zaman neyi hissedeceğinin tasarlanması gibi ama şu anda konumuz o değil.

Şu anda konumuz hayatı yaşamak. Ama hayatı yaşamak dediğim gibi sadece bunlardan ibaret olmayabilir. Size sunulan gerçeklerin dışında ya da size sunulanların dışında da bir hayatı yaşamı olabilir. Şimdi insan belki de sadece güzel bir manzaraya karşı oturup bir şeyler içerken bile mutlu olabilir. Bu sebepten dolayı hayatı yaşamak denilen şeyi, kavramı tek bir bakış açısında aramak aslında çok saçma bir şey. Belki de size sunulan her şeyi almamalısınız.